Kaygı (anksiyete) kişinin herhangi bir tehdit veya tehlike unsuru yaşamamasına rağmen kendini tehlikede hissetmesi durumudur. Başka bir deyişle, kişinin tehlike altında olmamasına rağmen alarm halinde bulunmasıdır. Birçok kişi kaygı ile mücadele edebilmek için birçok yöntem denemektedir. Kaygıyı önlemek için yöntemler kısa vadede yararlı olabilir ancak uzun vadede çözüm sağlanması için ilaç destekli psikoterapi alınması gerekecektir. Yazımızın devamında kaygıyı önlem için yöntemler nelerdir sorusuna cevaplar arayacağız.
Yaşam Tarzını Değiştir
Kaygı sorunu yaşayan kişilerin yaşam tarzlarındaki bazı değişimler anksiyete seviyelerini arttırabilir veya azaltabilir. Bu nedenle kaygı sorunu yaşayan kişilerin kafein kullanımını sonlandırması veya en azından minimum şekilde tüketmesi tavsiye edilmektedir. Ayrıca nikotin tüketimi de kişinin ilk başta kaygılarını geçirdiğini düşündürmesine rağmen kaygı seviyelerini arttırmaktadır. Bu nedenle sigaranın bırakılması gerekmektedir. Bazı anksiyete hastaları daha az kaygı yaşayabilmek amacıyla alkol ve uyuşturucu madde kullanımına başvurabilirler. Örneğin; alkol alan kişi rahatladığını ve gevşediğini düşünebilir ancak bir süre sonra alkol bağımlılığı riski oluşur. Bu kez de alkol alamadığı zamanlarda ciddi anksiyete atakları meydana gelebilir. Kafein, nikotin, alkol veya uyuşturucu maddeler hiçbir koşulda kaygı giderici olarak düşünülmemelidir.
Egzersiz Yapın
Düzenli şekilde egzersiz yapan kişilerde kaygı sorunu yaşanma riskinin daha az olduğu birçok araştırmayla ortaya konulmuştur. Kaygı sorunu yaşayan kişiler atak sırasında atağın geçmesini beklemelidir ancak atak gelmeyen anlarını spor yaparak değerlendirmelidirler. Kısa egzersizler hem kişinin ataklarını azaltmakta hem de fiziksel sağlığını korumada yardımcı olmaktadır. Zihni sakinleştiren, yalın hale getiren ve meditasyon özelliği taşıyan yoganın özellikle uygulanması tavsiye edilmektedir. Zihni sakinleştirdiği gibi yoga vb. meditasyon uygulamaları aynı zamanda kişinin kalp atışlarını düzenlemekte ve oksijen dengesini sağlamaktadır. Yoga vb. uygulamaların düzenli şekilde yapılması önemli kaygı önleyicilerdendir.
Bilişsel Davranışçı Terapi
Kaygıyı önlemek için yöntemler nelerdir sorusuna en etkili cevap olarak bilişsel davranışçı terapi diyebiliriz. Kişinin yaşadığı kaygıyı yaratan bazı otomatik düşünceler vardır. Bu otomatik düşünceler ise belirli köklü inançlar doğrultusunda oluşmaktadır. Otomatik düşüncelerin değişimi kişide aşırı kaygı seviyesinin de azalmasına yol açacaktır. Bilişsel davranışçı terapide amaçlanan kişinin hem korkuları ve kaygılarıyla yüzleşmesi hem de kaygıyı oluşturan düşüncelerini değiştirmesidir. Kişi maruz kaldığı durumda herhangi bir tehdit bulunmamasına rağmen o olayı tehdit olarak algılar. Tehdit algısına karşı savunmaya geçen vücut adeta alarm halini yaşar ki bu yanlış bir alarm halidir. Bilişsel davranışçı terapi sayesinde kişi yanlış alarm halinin farkına vardığı gibi felaket senaryolarının yerine yeni olumlu düşünceler üretmeyi öğrenir.