Skip to content Skip to footer

Hangi 4 Sorunda Ergen İçin Psikolog İhtiyacı Duyulur?

Hangi 4 Sorunda Ergen İçin Psikolog İhtiyacı Duyulur?

Bazı durumlarda ergen için psikolog desteği alınması gerekebilir. Ergen psikolojisi yaşamın en dalgalı ve iniş çıkışlı dönemini temsil eder.

Ergen psikoloğu bu noktada doğru zamanda devreye girmelidir. Bu sebeple ruhsal sorunlar yaşayan ergen için psikolog yardımı almak önemlidir.

Ergenlikte yaşanan problemler yetişkinlik dönemlerine de etki edeceği için sadece gençleri etkilemeyecektir.

Bu noktada özellikle ebeveynlerin bazı soru işaretleri olmaktadır. En iyi ergen psikoloğu nasıl seçilmelidir?

Ergen psikoloğu tavsiye verse bile oğlum/kızım dinlemeyecektir. Ergen terapi merkezleri nasıl bulunur?

Ergen uzman psikolog desteği almak istemezse ne olur? Ergen psikolog fiyatları nelerdir?

Ergen için psikolog yardımı almadan önce bu ve benzeri sorularınıza cevaplar bulabileceğiniz yazımızı incelemeye hemen başlayın.

Hangi Durumlarda Ergen İçin Psikolog Gereklidir?

Ergen psikolojisi özellikle ebeveynlerin önem vermesi gereken bir döneme ait ruhsal bir süreçtir.

Ergenlerle iletişim kurmak her zaman kolay olmayabilir çünkü her genç aynı değildir. Ergenlik dönemi çok kolay geçen gençler olduğu gibi çok sıcak çatışmaların olduğu ergenlik evreleri de mümkündür.

Burada doğru müdahale şarttır. Bunun için de sorunlar yaşayan ergen için psikolog veya psikiyatrist desteği alınmalıdır. Peki hangi durumlarda ergen psikoloğu ile görüşmek gerekebilir?

Depresyondaki Ergen İçin Psikolog Desteği

Ergenlik dönemi depresyonu ne yazık ki ergenlik dönemindeki duyguların değişkenliği sebebiyle ve genel ergen tutumları ile karışabilmektedir.

Ergenlik dönemi duygu bozukluğu (duygudurum bozukluğu) olarak değerlendirilebilecek depresyon süreci özellikle ruhsal destek gerektirir.

Kadıköy psikolog ve Şişli psikolog kadrolarımız ergenlerde depresyon varlığında ruhsal destek sağlamaktadır.

Depresyondaki ergen için psikolog yardımı almak isterseniz merkezimizden destek alabilirsiniz. Peki ergende depresyonu nasıl anlarsınız?

Ergenlerde ana belirtiler üzüntü, neşe eksikliği, isteksizlik, gelecekten umutsuzluk, suçluluk ve değersizlik, izolasyon ve sosyal ilişkilerden çekilme olarak görülebilir.

Ayrıca uyku bozuklukları, yemek yeme isteğinin azalması veya artması ile iştah sorunları, ilgi ve libido azalması da ergenlikte depresyon belirtileri arasındadır.

Konsantrasyon güçlüğü, ölüm düşünceleri ve intihar ile birlikte majör depresyon veya majör depresif bozukluk olarak bilinen klinik tablo ergenlerde farklı bir seyir izleyebilir.

Sinirlilik, huzursuzluk, aşırı uyku hali, iştah artışı, derslere kayıtsızlık ve sınıftaki performansın düşmesi, aşırı duyarlı ve eleştiriye tepkisel ruh hali gözlemlenir. 

Bu dönemde internete, bilgisayara ve televizyona fazla ilgi duyma, özgüven eksikliği ve özdenetim eksikliği gibi belirtiler sıklıkla göze çarpar.

Kendine güvende azalma, ergenlerde depresyonun önemli bir belirtisi olabilir.

Bu semptomların tümü, ergenliğin benzersiz özelliklerinden dolayı bir dereceye kadar mevcut olabileceği unutulmamalıdır.

Bu nedenle ebeveynler ve ergen psikoloğu tarafından belirti ve semptomların başlangıcı ve seyri dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir.

Bu şekilde erken ve gereksiz bir depresyon tanısından kaçınılabilir. Depresyon gün boyunca dalgalanma gösterebileceğinden, ara sıra bir mutluluk duygusu bizi yanıltmamalıdır.

En az 2 haftadır klinik tablonun varlığı depresyon tanısı için zorunlu bir kriterdir. İsteksizlik, mutsuzluk, kısa süreli rahatsızlık gibi duygular her yaştan insan için doğaldır.

Ancak iki haftadır bunlar devam ediyorsa ergen için psikolog ile görüşme vakti gelmiştir. 

Zekâ düzeyleri, sağlıklı aile ilişkileri ve iletişimi, kişisel yetenekler ve kişilik özellikleri, ergen depresyonunu veya onun klinik depresif sürecini doğrudan etkileyen faktörlerdir.

Dikkatsizlik ve dürtü kontrol sorunları öyküsü olan ergenler, depresyon tarafından şiddetlenen davranış sorunlarına sahip olabilir.

Okuldan veya evden kaçma, suça karışma, madde kullanımı gibi davranışlar depresyon tarafından tetiklenebilir.

Kendine zarar verme, arkadaşlara zarar verme, okul ve öğretmenlerle çatışmalar, bilinçsiz tehlikeli hareketler yapma gibi depresyonun neden olduğu eylem ve davranışlar var olabilir.

Depresyon, genetik yatkınlığa bağlı olarak biyolojik ve psikososyal faktörlerin etkileştiği ve nörobiyolojik değişikliklerin meydana geldiği multifaktöriyel bir hastalıktır.

Kadınlarda erkeklere göre 2 kat daha fazla görülür ve yaşam boyu depresyon geçirme olasılığı %20’dir.

Genetik faktörlerin %40-50 oranında rol oynadığı kabul edilmektedir. Birinci derece akrabalarında depresyon olan kişilerde depresyon gelişme olasılığı diğerlerine göre üç kat daha fazladır.

Sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan serotonin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerdeki dengesizlik ve stresle artan kortizol düzeylerinin depresyonda rol oynadığı bilinmektedir.

Ebeveynlerin depresyona yatkınlığı, ebeveynlerin erken yaşta kaybedilmesi, aile içi çatışmalar, kaotik aile ortamı, taciz ve istismar gibi çevresel faktörler, zayıf akran ilişkileri tetikleyici faktörlerdir.

Erken yaşta aşırı cezaya maruz kalan, takdir edilmeyen, sık sık eleştirilen ve hak ettiği ödülleri alamayan ergenler, sahip oldukları karamsar yapı nedeniyle depresyona daha yatkın olurlar.

Öğrenilmiş çaresizlik geliştiren bir ergen, olaylara hiçbir zaman umutlu ve pozitif gözle bakamayacak ve her durumda karamsarlık, çaresizlik gibi duyguların altında ezilerek kolayca depresyona girecektir.

Problem çözme becerilerini henüz geliştirmemiş olan ergen problem çözmenin uygunsuz ve yapıcı olmayan yollarını tercih edecek ve bir çıkış yolu olarak depresyonu seçebileceklerdir.

Depresyon gelişimine aile sistemleri yaklaşımı uygulayan uzmanlar, ergen depresyonunu aile sorunlarını maskeleyen bir faktör olarak görmektedir.

Bu nedenle aile üyeleri bilinçaltında ergen depresyonunu destekler. Ergen depresyonu düzeldiğinde annede depresyon ya da babada anksiyete bozukluğu belirtileri görülebilir.

Psikodinamik yaklaşıma göre kişinin kendine yönelik öfke duygularının depresyona neden olduğu ileri sürülmektedir.

Gerçekçi olmayan idealler ve benlik algıları arasında sıkışıp kalan gençler, ebeveynlerinin abartılı beklentilerini karşılayamazlarsa depresif bozukluklar geliştirebilirler.

Bağlanma sorunları da depresyonda önemli bir rol oynar. Depresyon, kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen ve ciddi düzeyde sorunlara yol açan önemli bir sağlık problemidir.

Özellikle ergenlerde depresyon bir numaralı intihar sebebidir ve bu yüzden depresyon varsa ergen için psikolog yardımı alınması çok önemlidir.

Küresel olarak, depresyon tedavisi önemli bir ekonomik yük de oluşturmaktadır.

Depresyon tedavisinde ilaç tedavisi ve psikoterapi tek başına ya da birlikte kullanılabilir.

Antidepresan kullanımı, uygun doz ayarlaması, uygulama süreci ve takibi uzman hekim kontrolünde yapılmalıdır.

Ergen için psikolog desteğiyle birlikte ilaç desteği en uygun uzun süreli tedavidir. Yalnızca ilaç tedavisi bir süre sonra depresyonun tekrarlaması ile sonuçlanabilir.

Bilişsel davranışçı terapi, depresyon için psikoterapide en sık kullanılan ve en etkili tedavi yöntemidir ve ergen için psikolog seçiminde sıklıkla kullanılan yöntemlerden biridir.

Bilişsel davranışçı psikoterapi, depresyonu psikoeğitim, olumsuz düşünce kalıpları, doğru düşüncelerle değiştirme ve kendini değerlendirme yoluyla bazı teknikleri kullanarak tedavi eder.

Amaç, en kötü durum senaryolarına odaklanarak ya hep ya hiç düşüncesi, katı görüşler ve aşırı genellemeler gibi bilişsel hataları düzeltmektir.

Eğer siz de ergen depresyonu yaşıyor ve ergen için psikolog desteği almak istiyorsanız bize ulaşabilirsiniz. Depresyon ile ilgili daha detaylı bilgi için TIKLAYIN.

Sınav Kaygısı Olan Ergen İçin Psikolog Desteği

Birçok ergen için psikolog desteğinin en çok gerekli olduğu sorunlardan birisi de sınav kaygısıdır.

Hatta pek çok kişinin aklına ergen psikolojisi ile ilgili sorunlar denilince sınav öncesi yaşanan kaygı gelir. Peki sınav kaygısı nedir?

Sınav kaygısı, daha önce edinilen bilgileri bir sınavda kullanamamaktan kaynaklanan kaygı olarak tanımlanabilir.

Bu korkunun bir sonucu olarak, gerçekten başarılı olabileceğimiz halde başarısız olabiliriz.

Öğrencilerin sınavlara yükledikleri anlam da sınav kaygısını tetikleyebilmektedir.

Bir sınavdan önce herkesin endişeli ve gergin hissetmesi normaldir. Ancak bazıları için bu durum sınav başarısını etkileyecek kadar ciddi olabilir.

Özellikle gençler ve çocuklar, yetişkinlerden daha sık sınav kaygısı yaşarlar. Bu sebeple ergen için psikolog desteği yetişkinlere göre daha kritik önem taşır.

Bunun nedeni korku anında vücutta salınan adrenalin miktarının konsantrasyonu büyük ölçüde etkileyen uyarıcı bir etkiye sahip olmasıdır.

Bu odaklanma, bir kişinin sınava odaklanmasını ve kendi performansını arzu ettiği aralıkta değerlendirmesini sağlar.

Bu korku sizi esir alıyorsa, durum tamamen olumsuz olacaktır. Şiddetli bir adrenalin salınımı, bilgi aktarımını ciddi şekilde engeller.

Bu da insanları daha fazla strese sokar ve fiziksel belirtilere neden olur. Bu durumda kişi konsantre olamayacak ve sınavda iyi performans gösteremeyecektir.

Sınav kaygısının belirtileri her ergen için farklı şekilde gözlemlenebilir. Bununla birlikte, bazı semptomlar çoğu ergen için hala benzer özelliklere sahiptir.

Yaygın semptomlar arasında huzursuzluk, kaygı, can sıkıntısı, çalışamama, mide bulantısı, titreme, ağız kuruluğu, terleme, uykusuzluk ve karın ağrısı yer alır.

Üstelik sınava girenlerin sınav başarısı, sonuçlara bakıldığında potansiyellerinin çok altında kalabilir.

Sınav kaygısının birçok nedeni vardır ve ergen için psikolog yardımı alınırken bu nedenlere odaklanılabilir.

Her şeyden önce insanın yetiştiği ortam ve buna bağlı olarak gelişen karakter yapısı belirleyicidir.

Örneğin, bir kişi mükemmeliyetçi bir evde veya ortamda büyümüşse, kendisinin de mükemmeliyetçi olma olasılığı daha yüksektir.

Bu durumda kişi kendini hem kendisinin hem de ailesinin beklentilerini karşılamak zorunda hissedebilir.

Bu baskı ve beklenti seline maruz kalmak sınav başarısını olumsuz etkiler. Bu duyguları kontrol etmek ergen için psikolog ve dolayısıyla psikoterapi desteğiyle mümkündür.

Kişi rekabetçi bir kişilik yapısına sahiptir, ancak diğerlerinden daha iyi olma ihtiyacı hissedebilir.

Aileler bu konuda önemli bir rol oynamaktadır. Çocuk yetiştirmenin, dayanılmaz bir strese maruz bırakmanın, başarısız olduklarında onları eleştirmenin sınav kaygısı üzerinde önemli bir etkisi vardır.

Bu nedenle ergen için psikolog desteği alınırken ergenin ailesi de değişerek bu sürece destek sağlayabilir.

Sınav kaygısının bir başka kişisel nedeni olarak doğru olmayan düşünceler sayılabilir.

Sınavda başarısız olacağını düşünen ergen için endişeler başlar. Bu durumda sınav yükü veya ders yükü fazla ise öğrencinin hissedeceği sınav kaygısı daha da fazla olacaktır.

Özellikle ders çalışmanın yükünü taşıyamayacağını düşünen öğrenciler sınavlara çalışmak konusunda isteksiz davranabilirler.

Bazı durumlarda, öğrenciler hala hangi öğrenme yöntem ve stratejilerinin kendileri için doğru olduğunu anlayamazlar.

Sınav kaygısının en büyük nedenlerinden biri de budur ve ergen için psikolog yardımı gerekebilir.

Algısal yetenekler kişiden kişiye değiştiğinden, tüm yöntemler herkes için işe yaramaz.

Öğrenciler bu konuda henüz yolunu bulamamışsa, genellikle sınavda başarısız olurlar.

Öğrenci bir süre sonra bunun üstesinden gelemeyeceğini ve sorunun kendisinde olduğunu düşünebilir.

Ancak, doğru çalışma şeklini bulmak önemlidir ve ergen için psikolog desteği bu durumda gerekebilir.

Bu biraz zaman alabilir, bu yüzden pes etmemek önemlidir. Son olarak, sınavların amaç değil araç olduğunu unutmamak önemlidir.

Sınav kaygısı, öğrencilerin sınavları hayattaki tek başarı kriteri olarak görmeleriyle ortaya çıkar.

Çocuklar genellikle gelişimleri için ebeveynlerini rol model olarak kullanırlar. Aile mükemmeliyetçi ve rekabetçi ise bu çocuklara da yansır.

Örneğin, bir ailenin sınav başarısızlığını önemli bir kayıp olarak görmesi ve başarıyı sınav sonuçlarına göre yargılaması, çocuklarda ileride sınav kaygısı yaşamalarına neden olabilir.

Bu yüzden ergen için psikolog yardımı alınırken ailenin de uzman ile görüşmesi önemlidir.

Ergen, bir sınavda başarısız olursa ailesinin onu kabul etmeyeceğini veya anne babası gibi diğer kişilerin de gözünde yetersiz kalacağını düşünmeye başlayabilir.

Sürekli kendini bu şekilde kanıtlama çabası, ister istemez ergenin omuzlarına ağır bir yük bindirir.

Bu durumun tekrarlanması sonucunda ergen sınav korkusu gösterir. Anne babaların bu konuda yapabilecekleri en iyi şey çocuklarına testin bir amaç değil, bir araç olduğunu küçük yaşlardan itibaren aşılamaktır.

Bu, çocuğunuzun ek baskı olmadan performans göstermesini sağlar. Ancak aksi bir durumda ergen için psikolog ile görüşmek mutlaka gereklidir.

Herhangi bir öğrencinin sınavdan önce biraz endişeli hissetmesi normaldir. Bu korku genellikle geçicidir ve sınav bittiğinde geçer.

Ancak bazı durumlarda yoğun ve uzun süreli sınav kaygısı, depresyon, kaygı ve uyku bozuklukları gibi ruh sağlığı sorunlarına yol açabilmektedir.

Bu durumda zaman kaybetmemek ve bir ergen psikoloğu ile görüşülmesi gerekir. Sınav kaygısı yaşayan ergen için psikolog yardımı almadan önce sınav kaygısı ile ilgili detaylı bilgi için TIKLAYIN.

DEHB Olan Ergen İçin Psikolog Desteği

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), çocukluk çağında başlayan, yaşa ve gelişim dönemine uygun olmayan dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileriyle karakterize bir bozukluktur.

Ergen için psikolog veya psikiyatristlerle terapi sürecine başlama nedenlerinin başında gelmektedir.

En yaygın ergen sorunlarından biri olan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun özelliği sürekli ve kısa dikkat süreleri, dürtüsellik ve huzursuzluktur.

Ayrıca ketleme üzerinde kontrol eksikliği nedeniyle davranışsal ve bilişsel süreçlerde kendini gösterir.

Dikkatsizlik, bazı sorumlulukları üstlenebilme, sürdürme ve tamamlama güçlüğü ile karakterize edilir.

Bu ruhsal soruna sahip ergenler işleri, görevleri veya günlük yaşamları planlamak, organize etmek ve tamamlamakta zorluk çekerler.

Zihinsel çaba gerektiren görevlerden sıkılmak DEHB olan ergen için kolaydır. Bu tür görevler sırasında dikkatsizce hatalar yaparlar ve dikkatleri kolayca dağılır.

DEHB’si olan ergenler, çok zamanları olduğunu düşünürler, bu nedenle de ev ödevlerini ve ev işlerini son dakikaya kadar ihmal ederler.

Ergenlerdeki bilişsel eksiklikler, davranışsal problemler kadar kolay gözlemlenemedikleri için genellikle göz ardı edilir ve ergen için psikolog desteği genelde geç kalır.

Hiperaktivite fiziksel aktivitenin yaş, cinsiyet ve gelişimsel düzeyin üzerinde olmasıdır.

Kasten gerçekleşen bir durum değildir. Hareketlilik, ellerin veya ayakların yerinde durmaması veya hareket etme ihtiyacı olarak ortaya çıkabilir.

Soğukkanlılığınızı korumanın önemli olduğu durumlarda dürtüsel davranışlarda bulunulması, tehlikeli ticari hamleler ve çok konuşma tipik DEHB belirtileri olarak göze çarpar.

Gerek olmadığı halde sadece yerinde duramadığı için çok koşar ve tırmanırlar.

Ancak çok aktif olmanıza rağmen özellikle monoton işlere başladığınızda sorumluluklarda gecikmeler görebilirsiniz.

Ergenliğe girerken, daha sabit bir içsel huzursuzluk biçimine yansıyan daha az hareketli hale geliriz ancak DEHB’si olan ergenler genellikle akranlarına göre duygusal olarak daha az olgun görünürler.

Sonuç olarak, olgunlaşmamış davranışlarına karşı daha hoşgörülü olan daha küçük çocuklarla ve yetişkinlerle daha fazla arkadaşlık kurma eğilimindedirler.

Dürtüsellik, olumsuz sonuçlarına rağmen bir tepkiyi/davranışı engellemenin güçlüğü olarak tanımlanmaktadır.

Bu, DEHB’nin büyük, gecikmiş kazanımlar yerine küçük, kısa vadeli kazanımlara öncelik vermesine yol açar.

DEHB’si olan ergen için psikolog bu nedenle gerekli desteği sağlamalıdır. Sıralarını beklemekte zorlanabilirler veya konuşurken sinirlenip karşıdaki kişinin sözünü kesebilirler.

Sınavlarda soruları dikkatli okumalarına gerek kalmadan cevaplayabilirler. Sonuçlarını düşünmeden konuşabilirler.

Soruları tamamlanmadan cevaplayabilir veya alakasız cevaplar verebilirler. DEHB’de olumlu ya da olumsuz durumlara karşı daha güçlü duygusal tepkiler genellikle ergenlik döneminde görülür.

DEHB, ani tepkiler, hafif hayal kırıklığı ve öfke kontrol sorunları ergenlik döneminde görülür.

Dikkatsizlik ve dürtüsellik, bilişsel bozukluğu giderek daha sorunlu hale getirebilir.

Tüm bu sorunlardan dolayı ergen için psikolog desteğine ek olarak psikiyatrist yardımı da gerekebilir.

DEHB’si olan ergen için psikolog yardımı almadan önce detaylı bilgi için yazımıza TIKLAYIN.

Oyun Bağımlılığı Olan Ergen İçin Psikolog Desteği

Birçok ergen için psikolog arayışında bulunan ebeveynlerin şikayetleri arasında oyun bağımlılığı vardır.

Günümüzde hayatımızın her alanında kullandığımız internet veya oyun, sağlıklı sınırlar aşıldığında bağımlılık yapabilir.

Bağımlılığın ana bileşenleri olan internet bağımlılığı ve oyun bağımlılığı alkolizm gibi tolerans, geri çekilme ve nüks gibi fiziksel ve psikolojik belirtiler de göstermektedir.

Ergen için psikolog desteği alınırken ilk önceliğimiz kişinin internet veya oyun bağımlılığı olup olmadığını anlamaktır.

Ergen için psikolog desteğinde amaçlanan bireyin günlük yaşamdaki işlevselliğini gözlemlemek ve bu işlevselliğin kalıcılığını incelemek olmalıdır.

Bu nedenle çok sayıda oyun oynamak için önemli bir belirleyici varsa bu, bireyin günlük yaşamlarında sorumluluk alabilmesi ve yaşamlarında var olan öncelikleri ayırt edebilmesine bağlıdır.

Ergenin entelektüel faaliyetini oyun üzerinde yoğunlaşır ve bunu oyun çerçevesinde inşa eder, ergen oyun aracılığıyla gerekli yaşam doyumunu elde eder.

Dolayısıyla; diğer yandan artık oyunda vakit geçirmekten doyum sağlayan ergen için psikolog yardımı gerekmektedir.

Onunla hayatındaki diğer tatmin kaynakları arasındaki mesafe çok arttığı için bu mesafeyi ergen psikologları kapatmaya çalışır.

Günlük işlevsellik ciddi şekilde bozulduğu için ergenlerle çalışan psikologlar bu noktada değişimi sağlamaya çalışır.

İnternet ve oyun bağımlıları, internetin ve oyunun olmaması nedeniyle fiziksel ve psikolojik sorunlar yaşamaktadır.

İnternet ve oyun bağımlısı; sosyal ilişkilere, eski hobilere ve etkinliklere zaman ayırmayı zor hatta imkânsız bulmaktadır.

Ergenlerin hayatlarının diğer alanlarına harcadıkları zaman anlamını yitirdikçe ergen psikoloğu ile çok zaman geçmeden görüşmek ve destek almak gerekir.

Oyunda geçirilen zamanın önemi ergen için psikolog tarafından karşılıklı değerlendirilmelidir.

Oyun kullanımının ergeni dış dünyayla bağını koparttığı bir noktada internet ve oyun bağımlılığından bahsedebiliriz.

İnternetten yoksun kalma; kişinin sinirli ve saldırgan bir durumda olması da kişinin internet ve oyun bağımlılığı geliştirdiğinin göstergelerinden biridir.

Peki, başka hangi kriterler ergenin internet ve oyun bağımlılığının göstergesidir? Bu noktada en önemli kriterlerden biri oyun oynamayı isteseniz de bırakamamaktır.

İnternet ve oyun bağımlıları genellikle çevrelerindekilere ve sevdiklerine çevrimiçi olarak ve oyun oynayarak geçirdikleri süre hakkında yalan söyler.

Hatta genelde ebeveynler yalan söyleyen ergen için psikolog desteği almak için başvururlar ve bağımlılık sorununu öğrenebilirler.

Akrabaların gözlemlediği süre ile internet veya oyun bağımlılarının ifade ettikleri süre çoğu zaman uyuşmamaktadır.

İnternet bağımlılığı ve oyun bağımlılığı, eğitimde sorunlara ve olumsuz duygulara yol açabilir.

Kısacası, bireyin yaşamının diğer alanlarına yönelik önceden var olan olumsuzluklar yerleşmeye devam etmiş ve bu olumsuzluklar, bireysel yaşam sorunlarında süreklilik arz eden unsurlar olmaya devam etmiştir.

Farklı olarak adlandırılan bu noktalar çerçevesinde bireyin internet ve oyun bağımlılığının varlığından söz edebiliriz.

Oyun bağımlısı ergen için psikolog desteğini almadan önce oyun bağımlılığı ile ilgili detaylı bilgi için TIKLAYIN.

Haydi Ergen Psikoloğu İle Görüşmeye...

Ergen psikoloğu ergenlik sorunlarıyla mücadele konusunda çalışan ve bunu psikoterapi yoluyla başaran bir ruh sağlığı profesyonelidir.

Yukarda saydığımız durumların içinde bulunan ergen için psikolog desteği aradığınızda bunun için ilk olarak ergenlerin de isteğinin olması önemlidir.

Bazı ebeveynler ne yazık ki ruhsal sorunlar yaşayan ergen için psikolog veya psikiyatrist yardımı almaya karar verdiğinde gençlerin fikrini almamaktadır.

Ancak olması gereken ergenlerin de istekli şekilde psikologlarla görüşmesidir.

Psikoterapi sürecinin başarılı olması için öncelikle bireylerin de bu noktada istekli ve kararlı olması gerekmektedir.

Ergenlerle ilk önce bu durumu konuşmak ve isteği dile getirmek ardından da beraber gidebileceklerini söylemek yararlı olabilir.

Eğer siz de ergen için psikolog yardımı talep ediyorsanız Mentalium Psikoloji bünyesinde hizmet veren ergen psikologları ile görüşebilirsiniz.

Bunun için yapmanız gereken iletişim bilgilerimizde yer alan numaralardan bize ulaşıp ergen için psikolog yardımı almak istediğinizi belirtmenizdir.

Mentalium Psikoloji Kadıköy psikolog alternatifleri arasında öne çıkan bir psikolojik danışmanlık merkezidir. Eğer aradığınız İstanbul psikolog seçenekleri arasında uygun fiyatlı, etik çalışan ve kurumsal bir merkez ise bizi tercih edebilirsiniz.

Mentalium Psikoloji © 2024. Tüm Hakları Saklıdır.