5 Soruda Hamilelik Sonrası Depresyon
Hamilelik bir kadının özellikle de ilk gebeliğiyse zor geçen yaşam dönemlerinden birisidir.
Hamilelik esnasında yaşanan sorunlar kadar hamilelik sonrası süreç de beraberinde bazı sorunları getirebilir.
Hamilelik sonrası depresyon, doğum sonrası depresyonu veya postpartum depresyon olarak da bilinir.
Hamilelik sonrası depresyon, yeni doğum yapmış kadınlarda gördüğümüz bir depresif duygudurum bozukluğu olarak tanımlanabilir.
Yeni doğum yapan annelerde görülmekte olan fiziksel, duygusal ve davranışsal değişikliklerle kendisini göstermektedir.
Hamilelik sonrası depresyonu “bebek stresi” ile bazı ortak yönlere sahiptir ve dolayısıyla ikisi karışabilir.
Postpartum depresyon ile ilgili tanı koyulurken sadece doğum ile görülen semptomlar arasındaki ilişkiye bakılmamaktadır.
Aynı zamanda depresyon şiddeti ve semptomların görülme süresi de incelenmektedir.
Eğer gebelik sonrası zor bir dönemden geçiyor ve depresyon belirtileri sergiliyorsanız, bizden hemen depresyon tedavisi alabilirsiniz.
Hamilelik Sonrası Depresyon Nedir?
Hamilelik sırasında, kadınlar hormonal bir dalgalanma yaşarlar. Doğumun sonrası hormon seviyeleri hamilelik öncesi seviyelere döner.
Bu hormondaki ani değişiklikler sonrası vücuttaki kimyasal değişiklikler meydana gelmektedir.
Hormonal değişikliklerin doğrudan hamilelik sonrası depresyon nedeni olmadığı bilinmektedir.
Ancak anne olmanın sonrası anneliğin getirdiği sosyal ve psikolojik değişimler ve sorumluluklar da vardır.
Hamilelik sonrası depresyon, yeni annenin kişisel özellikleri ve sosyal beklentileri sonrası gelişebilir.
Doğum sonrası depresyon, bir kadının bu süreçte yaşadığı fiziksel ve duygusal değişimler ve bunların davranışa yansıması olarak tanımlanmaktadır.
Hamilelik sonrası depresyon belirtileri doğum sonrası 2 hafta içinde ortaya çıkmaya başlar.
Hamilelik sonrası depresyon, doğumdan sonraki 3 ay içinde de ortaya çıkabilir.
Çok seyrek görülse de doğum sonrası bu süreleri aştıktan sonra da depresyon belirtileri ortaya çıkabilir.
Belirtiler hamilelik sırasında da başlayabilir. Ancak hamilelik sonrası depresyon olarak adlandırılabilmesi için hamilelik bittikten sonra da depresyon semptomlarının devamlılığı gerekir.
Hamilelik sonrası süreci yaşayan kadınların %10-20’sinde depresyon semptomları bulunur.
Bununla birlikte, gerçek yüzde, kişinin duygularını çevresindekilere iletmediği için bilinenden daha yüksek olması muhtemeldir.
Hatta hamilelik sonrası hormonal değişimlere bağlanan bir duygudurumda dalgalanma kişinin çevresi tarafından bu şekilde algılandığı için depresyon tanısı da koyulmayabilir.
Anne hüznü ise hamilelik sonrası depresyon ile farklılaşan bir süreçtir. Annelik hüznü tüm annelerin %70-80’inde görülür.
Genellikle doğumdan sonraki 48-72 saat içinde ortaya çıkar ve nadiren doğum sonrası ilk iki hafta içinde ortaya çıkar.
Kesin nedeni bilinmemekle birlikte hamilelik sonrası ani hormonal değişiklikler, hamilelik süreci ve bebeklerle ilgili endişeler nedenler arasında görülebilir.
Ayrıca hamilelik sonrası anneliğin kadınlara yüklediği sorumlulukların farkına varılmasından sorumlu tutulmuştur.
Premenstrüel gerginlik öyküsü, önceki depresyon atakları ve ailede depresyon öyküsü, hamilelik sonrası annelik hüznünü yaşayan kadınlarda daha yaygındır.
Annelik hüznü normal üzüntü ve kaygıya, basit ve sık ağlamaya, ruh hali değişimlerine, eleştiriye karşı aşırı duyarlılığa, gerginliğe, sinirliliğe, uyku bozukluklarına ve zayıf konsantrasyona sahiptir.
Genellikle semptomlar sonrası 1-2 gün ile 1-2 hafta arasında kendiliğinden iyileşir.
Semptomlar hafiftir ve müdahale gerektirmez. Bunun normal olduğunu hastaya ve ailesine anlatmak ve hastanın sosyal destek sistemini güçlendirmek genellikle yeterlidir.
Hamilelik sonrası annelik hüznü geçici bir fenomen olmasına rağmen, bu vakaların %20’sinde ilk yıl içinde hamilelik sonrası depresyon gelişebilir.
Bu nedenle hamilelik sonrası 2 haftadan daha uzun süre belirtileriniz devam ediyorsa hamilelik sonrası depresyon tehlikesinin farkında olmalısınız.
Hamilelik ve doğum, sağlıklı kadınlar için bile fiziksel ve zihinsel olarak zorlu dönemlerdir.
Bebeğe iyi bakabilmek, doğum sonrası bebeğe güvenli bir ortam yaratabilme kaygısı, bebeğiyle iyi iletişim kurabilme endişesi hamilelik sonrası anne için ciddi bir süreci işaret eder.
Ayrıca yeni roller ve ihtiyaçları öğrenebilmek, aile duyarlılığının artışı ve bebekle ilgili sorunlarla ilgilenmek de anne adayını hamilelik sonrası süreçte zorlar.
Bu nedenle hamilelik ve anneliğe geçiş aslında kriz dönemleridir. Anne olmanın sorumluluğu ve rolüne olan ilgisi kadının ruhsal uyumunu bozabilir.
Annenin ya da ailesinde depresyon dönemleri öyküsü, gebelikte depresyon öyküsü ve annenin yas öyküsünün bulunması hamilelik sonrası depresyon gelişme olasılığını artırmaktadır.
Aynı zamanda psikososyal sorunlar, evlilik içi çatışmalar, bebek sağlığı sorunları, istenmeyen veya plansız hamilelik hamilelik sonrası depresyon için risk faktörüdür.
Ayrıca çoğul doğumlar, yüksek riskli hamilelik, hamilelik sürecinde yaşanan stresli yaşam olayları, beklenmedik yaşam olayları (ölüm, ayrılık) da yine hamilelik sonrası depresif belirtilerin gözlenmesini sağlayabilir.
Ek olarak, hamilelik sürecinin sona ermesi ve doğum deneyimi, kayıp, kadının veya eşinin işsizliği, yetersiz sosyal destek de önemli risklerdendir.
Son olarak, erken anne-çocuk ayrılığı, bebek bakımı da doğum sonrası depresyon için bir risk faktörüdür.
Öte yandan hem genetik hem de hormonal faktörler, kadınların doğum sırasında korku eşiğinin düşmesine ve günlük stresli durumlarla baş etmelerinin daha zor olmasına neden olmaktadır.
Genetik faktörlerin vurgulanmasının nedeni, hamilelik sonrası depresyon geliştiren kadınların birinci derece akrabalarında genel popülasyona göre daha yüksek oranda duygudurum bozukluğuna sahip olmalarıdır.
Hamilelik sonrası depresyon nedenlerini inceleyen bazı veriler, östrojen hormonlarının rol oynadığını öne sürüyor, ancak çalışmalar bunu desteklemiyor.
Hamilelik sırasında östrojen seviyelerinde keskin bir düşüşün hamilelik sonrası depresyon ile ilişkili olmadığı gözlemlenmiştir.
Kortizol düzeylerinin etkilerini inceleyen çalışmalar anlamlı sonuçlar vermemiştir.
Bazı araştırmacılar, geçici hamilelik sonrası tiroid fonksiyon bozukluğunu hamilelik sonrası depresyonla ilişkilendirmiştir.
Duygudurum bozulmasının tiroid hastalığı ile ilişkili olabileceğine inanılmaktadır.
Doğum sonrası depresyon düşünüldüğünde emzirmenin hem olumlu hem de olumsuz etkileri olabilir.
Emziren kadınlar, kendilerine fazla vakit ayıramadıkları, emzirmeden uykularından mahrum kaldıkları ve ilaç almanın bebeklerine zarar vermesinden korktukları için kendilerini kolaylıkla olumsuz hissedebilirler.
Ek olarak, anne sütünün hızlı kesilmesinin, çeşitli hormonlardaki değişiklikler yoluyla depresif belirtileri şiddetlendirdiği düşünülmektedir. Hamilelik sonrası depresyon yaygındır ancak sıklıkla teşhis edilemez.
Mutlu bir doğum sonrası anne modeline uymayan kadınlar duygularını başkalarından gizler, kafası karışır, utanır ve günah işlediğine dahi inanabilir.
Yenidoğanın heyecanı ve annenin rahatsızlığını ifade edememesi de depresyon tedavisine müracaatı geciktirebilir.
Ek olarak, çevrenin düşüncelerinin çoğu yenidoğanlara yöneliktir, bu nedenle hamilelik sonrası depresyon atlanabilir.
Hamilelik Sonrası Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Hamilelik sonrası depresyon belirtileri, genel depresyon belirtilerinden farklı değildir.
İştahta değişiklikler, uykuda değişiklikler, konsantrasyon, halsizlik, düşük enerji, değersizlik, suçluluk, intihar düşüncesi ve en az iki hafta ilgi ve istek kaybı depresyon belirtileridir.
Bir annenin kendine veya bebeğine bakamayacağını hissetmesi, güçlü bir suçluluk duygusu olsun ya da olmasın deneyimlenebilir.
Ayrıca bebekten yabancılaşma hissi olabilir ve anne bebeğin kendisinden olmadığını hissedebilir.
Özellikle sabahın ilk birkaç saatinde yaşanan zihinsel ve fiziksel enerji kaybı, bireyin aile, iş ve sosyal hayatını olumsuz etkilemekte ve yaşam kalitesini düşürmektedir.
Semptomlar arasında sürekli gözyaşı, düzensiz ruh hali ve yaşam coşkusu eksikliği yer alır.
Suçluluk ve yetersizlik, kadınların annelik suçuyla sınırlı değildir. Bu duygusal duruma eşlik eden temel duygu, annenin yetersizlik duygusudur.
Bir birey olarak kadınlar kendilerini olduğu kadar çocuklarını da görmezden gelirler.
Hamilelik sonrası depresyon yaşayanlarda sorunlara odaklanmanın zor olmasının yanı sıra gazete okumak, televizyon izlemek, alışveriş yapmak gibi günlük aktivitelere odaklanmak da zordur.
Bu tür depresyon sürecinde olanlar bir olay ne kadar küçük olursa olsun, kişi her duruma ya da olaya çok sinirlenir, öfkelenir ve yaşadıklarından dolayı sürekli başkalarını suçlama eğilimindedir.
Özellikle babanın bebeğe bakmaması ve bebeğe yardım etmemesi tartışmalı olabilir.
Bebeğinize ve kendinize zarar verme konusunda tekrarlanan düşünceler ve korkular vardır.
Suçluluk, düşünceyi ve zarar görme korkusunu daha da güçlendiren bu tekrarlayan düşüncelerden de kaynaklanır.
Hamilelik sonrası depresyonda oluşabilecek durumlar gece uykusuzluk, tüm gün uyku, günlük program değişiklikleri, kötü görünüm hamilelik sonrası annede ilk depresyon belirtilerinin gelişmesine neden olabilir.
İştahsızlık veya aşırı yemek durumunda kilo alımı veya ani kilo kaybı meydana gelir.
İnsanlar içine kapanık oldukları, kimseyle konuşmak istemedikleri veya önceki aktivitelerinden zevk almadıkları için eve kapanır ve sevdiklerinden dahi uzak dururlar.
Hamilelik sonrası depresyon yaşayan anne kişisel bakımını ihmal etmeye başlar ve kendine bakamaz hale gelir.
Temizlik yapmayı, kıyafet değiştirmeyi ve bakımlı olmayı ihmal eder. Hamilelik sonrası depresyonu yaşarken cinsel isteğiniz azalacak ve orgazm olamayacaksınız diyebiliriz.
Eğer eş anlamazsa, bu durumda hamilelik sonrası kadın eşinden de uzaklaşmaya ve aralarında duvar örülmeye başlar. Öte yandan, annedeki depresyon da çocuğun zihinsel gelişimini etkiler.
Sağlık çalışanları hamilelik sonrası süreçte hem anneleri hem de çocukları tehdit eden bu hastalığa karşı duyarlı olmalı ve zamanında müdahale edilmelidir.
Doğum işlemi sonrası, annenin uyku düzenini korumasına yardım edildiğinde annenin kaygısı ve üzüntüsü genellikle kendiliğinden kaybolur.
Ancak hamilelik sonrası depresyon belirtileri daha da kötüleşebilir. Bu durumda anneye şu tavsiyelerde bulunulur.
Emzirmeyi bırakmak ve antidepresan tedaviye başlamak depresyon için çözüm olabilir. Hamilelik sonrası depresyonu yaşayan hasta yakından izlenir ve hastanın eşiyle de görüşülerek durumu hakkında bilgi verilir.
Destekleyici bakım kullanılır. Görüntü ciddiyse, hastaneye yatış bile düşünülebilir.
Ancak ilk olarak psikoterapi ve ihtiyaç varsa psikolog desteğiyle beraber antidepresan kullanmak çoğu zaman yeterlidir.
Doğum Sonrası Depresyon Yaşayanlar Ne Hisseder?
Kadınlar, hormon seviyelerindeki değişiklikler nedeniyle hamilelik sırasında bazı fiziksel değişiklikler yaşarlar.
Bu değişiklikler sadece osteoporozu değil, aynı zamanda vücut şeklindeki ve kilo alımındaki değişiklikleri de içerir.
Kadınlar o dönemde yaşadıkları sorunlarla birlikte kendilerini çirkin, değersiz ve itici görmeye başlayabilirler.
Bu gibi durumlarda sürekli memnuniyetsizlik başlar. Ayrıca, düşük benlik saygısı olan kadınlar her şeyi üstlenmeye başlayabilir ve eşleri hamilelik sırasında bunu çekici bulmayabilir veya tatminsiz bulabilirler.
İnsanların onlara eskisi gibi değer vermeyeceğini düşünüyor olabilirler. Hamilelik, yaşamları için yüksek beklentileri olan kadınları daha da fazla olumsuz etkileyebilir.
Bazı kadınlar için hamilelik süreci iş kariyerlerinin zirvesine denk gelebilir.
Bir kadın ya da toplum, iş yaşamında çok fazla fiziksel güzelliğe yer verdiğinde, artık çekici ve değerli hissetmeyen kadınlar endişelenir ve bu durum depresyona neden olur.
Bu durum hamilelik sonrası depresyon için en etkili risk faktörlerinden birisidir. Hamilelik sırasında kadının sinirliliği, stresi ve memnuniyetsizliği bu dönemde kocasını da etkiler.
Kadınların memnuniyetsizliği ve eksik özgüveni bir süre sonra bu durumu anlamayan eşlerini zorlar ve evlilik zor bir sürece girebilir.
Kişisel şefkatleri, onları eskisinden daha az çekici buldukları için gevşeyebilir.
Ayrıca bu süre zarfında cinselliğin eskisinden daha az tatmin edici olduğuna inanılıyor olabilir.
Ancak sanılanın aksine hamilelik ve sonrası süreç tek başına cinsel isteği azaltamaz.
Bir kadının ruh hali, içinde bulunduğu atmosferi de büyük ölçüde etkiler. Kadınların artık değersiz olduğu düşüncesi cinsel direncin en önemli nedenlerinden biridir.
Bir kadın kendini değersiz hisseder, bu nedenle kocasının veya partnerinin artık onu istemeyeceği inancını besler.
Hamilelik sırasında hormonal değişiklikler sanılanın aksine cinsel ilişki sırasında atılması gereken az miktarda sıvı salgılayarak ağrılı cinsel ilişkiye neden olur.
Bu süre zarfında hormon seviyelerindeki düşüş, hormon tedavisi ile büyük ölçüde ortadan kaldırılır.
Ancak bu dönemde ortaya çıkan en büyük sorun kadınların ruh sağlığıdır ve her zaman profesyonel destek almak faydalı olacaktır.
Hamilelik sonrası depresyon dikkat edilmesi ve tedaviye yönlendirilmesi gereken bir ruhsal süreçtir.
Emziren Anne Antidepresan Kullanabilir Mi?
Emziren anne antidepresan kullanabilir mi sorusu hamilelik sonrası depresyon yaşayan anneler tarafından sık sık merak edilir.
Depresyon ilaçları gerçekten hamilelik sonrası depresyon tedavisine yardımcı olabilir.
Ancak bebeğinizi emzirirken bunları alamayabilirsiniz. Bu konuda doktorunuzla konuşmanız gerekir.
Bu ilaçlar, özellikle depresyonun neden olduğu iştahsızlık, uykusuzluk ve halsizlik gibi fiziksel semptomların hafifletilmesine yardımcı olur.
Doktorunuz antidepresan reçete ediyorsa, ilacın etkisini göstermesinin iki hafta kadar sürebileceğini unutmayın.
Bu ilaçlar genellikle diğer ilaçlar gibi bağımlılık yapmaz, ancak aniden bırakılmamalıdır.
Öngörülen miktarın tamamını almak önemlidir. Bu genellikle yaklaşık 6 aydır. Doktorunuz ilacın size fayda sağlayacağını düşünüyorsa, görüşmenizde tüm bu konuları sizinle tartışacaktır.
Ağız kuruluğu ve halsizlik gibi yan etkiler ortaya çıkabilir, ancak semptomlar birkaç hafta içinde azalır.
Belirtiler ortadan kalkana kadar bol su içmek ve şekerli şeyler tüketmek etkilidir. Bu yan etkiler çok kolay değil, ama sonunda faydalarının buna değer olacağını göreceksiniz.
Özellikle depresyon için ilaç almak, psikoterapi gibi diğer tedavileri aktif olarak destekleyebilir.
Doktorunuz bu konuyu da sizinle görüşecektir. İlaç zorunlu olmadıkça elbette alınmamalıdır. Bunun için de ilk olarak psikolog desteği denenmelidir.
Doğum Sonrası Depresyon Ne Zaman Geçer?
Doğum sonrası depresyon olarak da bilinen hamilelik sonrası depresyon tedavi görmeden geçmez.
Hatta tedavi görmedikçe daha da kötüleşerek intihar gibi bazı ağır sonuçlara dahi yol açabilir.
Hamilelik sonrası depresyon iki yolla tedavi edilir. Birincisi psikoterapi yöntemi iken diğeri ise antidepresanların kullanıldığı ilaç tedavisidir.
Hamilelik sonrası dönemde emzirme söz konusu olabileceği için ilaç tedavisi emzirirken önerilmeyebilir.
Bu sebeple daha çok terapi yöntemleri ilk olarak denenmelidir. Antidepresanların etkileri 2. veya 3. haftadan sonra görülmeye başlar.
Sabırlı olmak ve ilaç sonrası bu dönemde olumlu etkiyi beklemek çok önemlidir. Bazı insanlar ilacı almaya başladıklarında depresyonun aniden geçmesini beklerler.
Ne yazık ki, hamilelik sonrası depresyon da dahil hiçbir depresyon türü için sihirli bir değnek gibi anında düzeltecek bir tedavi henüz bulunamadı.
Gecikmiş etkinin nedeni, beyindeki reseptör dediğimiz reseptör sayısının önümüzdeki aylarda artıp azalabilmesidir.
Bu yapılar birkaç gün içinde restore edilemez. Bu nedenle hamilelik sonrası depresyonun tedavisi de zaman alır.
Ancak antidepresan tedavisine başlandıktan sonra geçen 5-6 haftaya göre herhangi bir düzelme veya düzelme olmazsa ve etkili doz artırılırsa tedavi algoritmasına göre müdahale yapılmalıdır.
Tedavi, ya başka bir antidepresan grubuna geçilerek ya da mevcut antidepresanların etkinliğini artıran bir ilaçla desteklenmelidir.
Tüm bunlara rağmen herhangi bir iyileşme görmüyorsanız, dirençli depresyondan muzdaripsiniz demektir.
Burada terapiye ek olarak bazı ek tedaviler de gerekebilir. Hamilelik sonrası depresyon tedavisinde psikoterapi ilk ve en önemli başvurulması gereken yöntemdir.
Bilişsel ve davranışçı terapi, depresyon tedavisinde en çok bilinen ve tercih edilen psikoterapi yöntemidir.
Beck’in “Bilişsel Depresyon Modeli”ne göre, depresif hastalar olumsuz bir kendilik imajına, olumsuz bir dünya görüşüne ve olumsuz bir gelecek imajına sahiptir.
Sonuç olarak hastalar yetersiz ve değersiz olduklarını, kendilerine ve çevrelerindeki dünyaya kayıtsız kaldıklarını ve geleceği umutla göremediklerini düşünürler.
Bunlar aynı zamanda hamilelik sonrası depresyon belirtileridir. Bilişsel davranışçı terapi, öncelikle hastaların depresyonu tanıdığını ve onunla savaştığını öğrenmekle ilgilidir.
Çeşitli yaşam olayları sonrası oluşan olumsuz algılar ve değerlendirme eğilimleri düzeltilmeye çalışılır.
Olumsuz düşüncelerin neden olduğu melankolik duyguların kısır döngüsü gösterilerek gerçekçi, olumlu düşünce ve yorumlarla bu döngü kırılmaya çalışılır.
Sorunlarla sağlıklı ve gerçekçi bir şekilde başa çıkmayı öğrenen hastalar, tedavilerini günlük yaşamlarında deneyerek depresyon sonrası süreçte uygulayacaklardır.
Bilişsel davranışçı terapi, hamilelik sonrası depresyon ilacı alamayan depresyon hastalarında, psikotik özellikleri olmayanlarda ve intihar riski taşıyanlarda kullanımı kolaydır. Terapinin başarısı depresyon hastalarında % 95’e ulaşır.
Pek çok araştırmacı, psikoterapi ile tedavi edilen hastaların ilaç tedavisi gören hastalara göre daha düşük tekrarlama ve alevlenme oranlarına sahip olduğunu belirtmektedir.
Kişilerarası terapi de 12 ila 16 haftalık kısa süreli bir terapidir ve tercihen depresyon tedavisinde kullanılır.
Odak, hastanın mevcut sorunları ve sosyal ilişkileri üzerindedir. Özünde, Freud tarafından önerilen ve daha sonra bir psikanalist tarafından geliştirilen depresyona açık bir kişilik yapısı vardır.
Burada, bireylerin hayatta kalabilmek ve kişisel tatmin sağlamak için sürekli onay, sevgi ve bağlanma arayışında olduğu tespit edilmiştir.
Bağlanma ihtiyaçları sağlıklı bir şekilde karşılanmayan kişiler depresyon için yatkındır.
Kişilerarası terapide depresyon, tedavi edilmesi gereken diğer kalp hastalıkları veya kulak ve burun hastalıkları gibi tedavi edilir.
Depresyonu olan bir hasta, duygularının hiçbirini suçlayamaz. Depresyon, yalnızca psikososyal ve kişilerarası ilişkiler temelinde ortaya çıkan bir hastalık olarak kabul edilir.
Hastanın kişiliğini yeniden yapılandırmak amaçlanmamıştır. Depresyon belirtileri ve sosyal işlev eksikliği araştırılır.
Psikoterapi sonucunda hastalar suçluluk ve değersizlik gibi depresif belirtilerin hastalığın sadece bir parçası olduğunu anlayarak rahatlama sağlar.
Kişilerarası terapi, kişiler arasındaki ilişkileri, karşılıklı beklentileri, beklentilerin nasıl karşılandığını, ilişki doyum ve memnuniyetsizliğinin yönlerini ve depresyonla ilgili beklenen değişimi içerir.
Mentalium Psikoloji Kimdir?
2019 yılında Klinik Psikolog Onur Aydın tarafından Kadıköy Göztepe sınırları içerisinde kurulan Mentalium Psikoloji bir psikolojik danışmanlık merkezidir.
İkinci şubesini ise Şişli Mecidiyeköy bölgesinde faaliyete sokan kurumumuzda uzman psikologlar hizmet vermektedir.
Kurumumuzda çalışan tüm uzmanlarımız gerekli eğitimleri ve süpervizyonlarını tamamlamış klinik psikologlardır.
Merkezimizde hem bireysel hem de aile çift terapisi hizmetleri sunulmaktadır.
Bireysel terapi alanında başta hamilelik sonrası depresyon, panik atak, yaygın anksiyete bozukluğu, özgül fobi, travma, obsesif kompulsif bozukluk ve kişilik bozuklukları olmak üzere birçok farklı ruhsal sorun vardır.
Bireysel terapi hizmeti almak isteyen bireylere klinik psikoloji alanında uzmanlığını tamamlamış ruh sağlığı profesyonelleri destek sunmaktadır.
Merkezimizde yalnızca bireysel terapi hizmeti sunulmamaktadır.
Ayrıca aile ve çift terapisi hizmeti de verilmektedir ve bu konuda uzman olan psikologlar çiftlere kendileri başa çıkamadıkları sorunlarında destek sunmaktadırlar.
Hamilelik sonrası depresyon hem tıbbi hem de ruhsal desteğin alınmasını gerektirebilir.
Bu rahatsızlıkla mücadele etmek ve depresyon ile başa çıkabilmek için ilaçların kullanımına ek olarak kişinin bireysel ruhsal değişimi de oldukça önemlidir.
Eğer siz de hamilelik sonrası depresyon tedavisi almak ve depresyon ile mücadele etmek istiyorsanız bizden randevu alabilirsiniz. Psikolojik destek ile hamilelik sonrası depresyon sonlanabilir.