4 Soruda Deprem Korkusu Panik Atak İlişkisi
Deprem korkusu panik atak gibi birçok ruhsal sorun için zemin oluşturabilir. Sismofobi ya da daha sık bilinen adıyla deprem korkusu panik atak tetikleyicisi olabilir. Ancak her deprem korkusu yaşayan panik atak dediğimiz kaygı ataklarını yaşamayabilir.
Deprem korkusu kişide başka bazı ruhsal sorunlara da neden olabilir. Özellikle deprem felaketini daha önce yaşamış ve derin şekilde etkilenmiş kişilerde travmalar da benzer şekilde sıkça görülmektedir.
Deprem korkusu panik atak ve birçok ruhsal sorunla başa çıkmakta zorlanıyorsanız psikolog desteği almanız kesinlikle önerilmektedir. Eğer siz de deprem korkusu panik atak vb. birçok ruhsal sorunla mücadele ediyorsanız, bize ulaşabilir ve randevu alabilirsiniz.
Deprem Korkusu Nedir?
Türkiye jeopolitik olarak bir deprem ülkesidir. Bazı ülkeler depreme zemin yapısı ve fay hatları üzerinde bulunmaları sebebiyle deprem riskini çok yakından hissetmektedir. Japonya bu konuda dünyada en yoğun ve şiddetli depremlerin yaşandığı ülkelerden biridir.
Olumlu tarafı ise Japonya’nın bu tehlikeli doğa olayına her daim hazırlıklı olmasıdır. Ülkemizde ise deprem bilinci daha çok Marmara Bölgesi’nde 1999 yılında meydana gelen ve çok sayıda insanımızın hayatını kaybettiği 7.4 şiddetindeki depremle oluşmaya başlamıştır.
Ülkemizde deprem gerçeği yadsınamaz. Deprem korkusu ise bu süreçte kaçınılmaz olan depremlere dair yaşanan korkudur. Deprem korkusu yaşamak için kişinin depreme maruz kalmasına gerek yoktur. Büyük bir deprem felaketini yaşamış olarak da sonuçta deprem korkusu panik atak tetikleyicisi olabilir.
Ancak deprem yaşamadan da deprem korkusu panik atak halini tetikleyebilir. Deprem korkusu panik atak durumunu tetikler ancak başka ruhsal sorunları da beraberinde getirebilir. Deprem ülkemizde hayatın bir gerçeğidir ancak deprem korkusu sağlıksız bir duygudurum ve kaygı unsuru yaratabilir.
Kişi depremden değil depremin olma ihtimalinden dahi korkabilir. Deprem korkusu olan bireyin deprem ile ilgili duygu, düşünce ve davranışları olumsuzdur. Olumsuz duygular düşünceleri, olumsuz düşünceler davranışları etkileyebilir. Bunların tersi de mümkündür.
Duygularımız, düşüncelerimiz ve davranışlarımız bizim biliş sistemimizi oluşturur ve yaşamımızı da olumlu veya olumsuz etkileyebilir. Deprem ile ilgili en belirgin duygulardan birisi kaygıdır. Bu nedenle deprem korkusu panik atak içeriği olabilir çünkü panik atak da bir kaygı bozukluğu atağıdır.
Yaşadığımız herhangi bir olay veya içinde bulunduğumuz herhangi bir durum bizde kaygıyı tetikleyebilir. Kaygı aslında sağlıklı ve normal bir duygudur. Hepimiz zaman zaman kaygılanırız ve bu bizi tehdit ve tehlikelerden korur. Aksi takdirde, kaygılanmadığımızda tehdit ve tehlikelere açık hale geliriz.
Deprem korkusu panik atak ilişkisini inceleyeceğimize göre deprem ile ilgili ortaya çıkan sağlıklı ve sağlıksız kaygıyı da incelememiz gerekir. Deprem ile ilgili sağlıklı kaygıya bir örnek verebiliriz. Deprem anında hangimiz endişe, kaygı veya deprem korkusu hissetmeyiz?
Depremi gülerek ve eğlenerek karşılayan biri var mıdır? Elbette yoktur çünkü yaşanan durumla kişinin hissettikleri birbiriyle bağlantılı olmalıdır. Deprem hiç kimsenin yaşamak istemeyeceği bir doğal afettir. Kimse doğal afete maruz kalmak istemez çünkü kendimizi tehlike veya tehdit içerisinde bulabiliriz.
Deprem anında herkes kaygılanır ancak herkeste deprem korkusu panik atak için bir zemin oluşturmaz. Deprem sırasında kaygı bizi hayatta tutar. Kaygısız olmak da istenebilecek bir ruh hali değildir çünkü kendimizi koruma mekanizmamız pasif halde olur.
Deprem anında beynimiz tehlike algılar. Bu tehlike algısına cevap olarak beynimiz Savaş veya Kaç emri verir. Kaç komutuyla beraber kişi deprem anında hemen kendisini güvenli bir konuma çekmeye çalışabilir. Örneğin; bir masayı kendisini koruyabileceği şekilde siper alması için kullanabilir.
Eğer deprem anında tahliye edebileceği bir giriş katında yaşıyorsa binayı tahliye edebilir. Deprem korkusu yaşayan birisi kaygılanırken dahi bu önlemleri alarak kendisini korumaya alır. Peki ya deprem anında kaygı yaşamazsak ne olur?
Biraz önce kaygılanmadığımız anlarda tehdit ve tehlike algımızın da kaybolduğunu belirtmiş ve kaygı duygusunun bu yönden sağlıklı olduğunu söylemiştik. Kaygı bu gibi riskli ve tehlikeli anlarda bizi tehlike ve risklerden koruyan bir zırh gibidir çünkü eyleme geçmemizi sağlamaktadır.
Deprem anında kaygılanmadığımız takdirde kendimizi güvenli bir alana atamaz veya binayı tahliye edemeyiz. Dolayısıyla deprem anında risk ve tehlikelere tamamen açık hale geliriz. Tepkisiz kaldığımızda adeta gardını almayan bir boksör gibi yumruk yemeye açık hale geliriz.
Kaygı duygusu sadece olay anında meydana gelmez. Olay öncesinde veya sonrasında da kaygılı olabiliriz ve benzer süreçler bu dönemler için de geçerlidir. Örneğin; deprem öncesi sağlıklı ve bizi hayatta tutacak olan kaygı duygusu bize deprem ile ilgili önlemleri aldırabilir.
Yaşadığımız binanın deprem yönetmeliğine göre yapılıp yapılmadığını kontrol etmek için girişimlerde bulunabiliriz. Ayrıca deprem hasar tespiti yaptırabiliriz veya zemin etüt raporu alabiliriz. Bu girişimlerin sonucunda güvenle evimizde yaşamaya devam edebiliriz veya hasar riski yüksek bir bina ise taşınma kararı alabiliriz.
Bu girişimler bizim sağlıklı kaygıya sahip olduğumuzu gösterir. İşte bu tarzda deprem korkusu panik atak ile ilintili değildir. Deprem korkusu depremin ardından da yaşanabilir ancak bu durum atlatılabilir olmalıdır.
Kronikleşen ve tekrar bir deprem riski her zamanki kadar olan dönemlerde deprem korkusu devam ediyorsa sağlıksız olarak kabul edilebilir.
Deprem korkusu panik atak ile her zaman bağlantılı değildir ancak zaman zaman sağlıksız kaygı ortaya çıkarabileceği için deprem korkusu panik atak halini tetikler diyebilmekteyiz.
Deprem korkusu ve kaygısı ile ilgili kaygının sağlıklı veya sağlıksız olması belirleyicidir. Eğer kaygı sağlıklı ve içinde bulunduğumuz durumla bağdaşan bir duygu ise bize zarar vermez. Ancak bu kaygı sağlıksız ve yaşamımızı alt üst eden bir durumda ise deprem korkusu zarar verebilir.
Panik Atak Nedir?
Deprem korkusu panik atak tetikleyebilir ancak panik atak dediğimiz kavram nedir? Panik atak, kişinin yaşadığı herhangi bir tehlike ya da tehdit olmamasına rağmen bir tehlike veya tehdit algılaması ve bu doğrultuda kaygılı düşüncelerin ortaya çıkmasıdır.
Panik atağı bulunan birey ölüm veya felaket düşüncelerini gerçekmiş gibi yaşar. Panik atakların arka arkaya gelmesi neticesinde kişide panik bozukluk ortaya çıkar. Panik bozukluk tedavi edilebilen ancak önemli bir ruhsal sorundur.
Panik atak belirtileri arasında terleme, titreme, el veya ayaklarda uyuşma, nefes darlığı, ölüm veya bayılma düşünceleri, kötü bir şeyler olacakmış hissi ön plandadır. Kişi öleceğini ve kimsenin kendisine yardım edemeyeceğini düşünebilir.
Panik atak belirtileri arasında fiziksel bazı semptomlar da mevcuttur ancak ortada herhangi bir fiziksel sorun mevcut değildir. Panik atak sorunu yaşayan kişiler aslında kendilerinde fiziksel sorunlar olduğunu düşünebilir.
Atak anı ilk kez yaşandığında kişi inanılmaz bir ölüm korkusu yaşayabilir. Bu durum daha önce kişide görülmemiş bir duygudur ve ürkütücüdür. İlk atak yaşadığında kişi kalp krizine benzer bazı hisler yaşayabilir. Hatta birçok kişi o anda kalp krizi geçirdiğini düşünür.
Deprem korkusu panik atak bağlantısında da bu hisler ortaya çıkabilir. Kalp krizi geçirdiğini düşünen kişi bu düşünceye genellikle sol göğsünde ağrı ve nefes darlığı şikayetleriyle ulaşabilir. Ancak yaşanan durumun fiziksel ve acil bir sağlık sorunu olan kalp krizi ile uzaktan yakından alakası yoktur.
Panik atak anında kişi ciddi bir kaygı hisseder. Bu derecede kaygılı iken aklından bazı olumsuz düşünceler geçmektedir. Bu düşüncelerin içeriği genellikle kalp krizi geçirdiği ve hayatını kaybedeceği yönündedir. Kalp krizi geçirdiğini ve öleceğini düşünen kişi panik haldedir.
Panik atak anında kişi ya kendisi hastaneye koşar ya da yakınları tarafından hastaneye kaldırılır. Hastanenin aciline getirildiğinde acil hekimleri tarafından muayeneleri yapılır. Benzer belirtileri olabileceği için panik atak şüphesi ikinci planda olmaktadır.
Kalp krizi geçirip geçirmediğine dair ilk tetkikler gerçekleştirilir. Eğer kalp krizi belirtileri ve sonuçları test ve tetkiklerde bulunmadıysa kişiye kalp krizi geçirmediği söylenir. Bu durumda hekim herhangi bir kalp rahatsızlığının bulunmadığını belirtir.
Bu durumun psikolojik kaynaklı olduğu belirtilir ve kişi o anda biraz da olsa rahatlar. Panik atak geçirdiğini bilmeyen kişi genellikle bir sonraki atağa kadar biraz daha rahat olsa da bir sonraki atak gerçekleştiğinde artık her iki atak arasındaki sürede de atağın yine geleceği hakkında kaygılanır.
Deprem korkusu panik atak tetikleyicisi ise benzer şekilde depreme maruz kalan kişi de bir sonraki depremin ne zaman olacağı konusunda kaygı yaşayabilir. Panik atak hastalığı geliştiren birey artık ataklar üzerine bir yaşam oluşturabilir.
Yaşadığı atak hayatının her alanına nüfuz edebilir ve yaşam şartları git gide daha da zorlaşabilir. Örneğin; otobüste panik atak yaşayan birey her otobüse bindiğinde tekrar atak yaşayacağını düşünmektedir. Atak gelecek kaygısıyla bir süre sonra otobüse binememesi çok olası hale gelir.
Otobüse binemediği için başka bir ulaşım aracı yoksa gideceği yere yürüyerek gitmeye çalışabilir. Bu durum hayatını zorlaştırabilir. Biz bu davranışa kaçınma davranışı deriz ve panik atak dahil kaygı bozukluklarının tamamında kaçınma davranışı oldukça sık görülür.
Deprem Korkusu Panik Atak Tetikleyicisi Mi?
Deprem korkusu panik atak için bir tetikleyici olabilir ancak deprem korkusu panik atak için tek bir tetikleyicidir diyemeyiz. Panik atak oluşumunda pek çok farklı tetikleyici olay ya da durum söz konusu olabilir.
Deprem korkusu panik atak ilişkisine benzer pek çok detay olay ya da durumun sebep olabileceği unutulmamalıdır. Deprem korkusu panik atak için nasıl bir zemin oluşturabilir sorusuna bir vaka örneği ile cevap vermek isteriz.
Ayşe, 36 yaşındadır ve 1999 yılında Marmara depremi esnasında 14 yaşında bir gençtir. Marmara depremini Gölcük’te yaşayan Ayşe’nin oturduğu bina yıkılmıştır. Ayşe 4 saat sonra yapılan kurtarma çalışmaları sırasında enkaz altından çıkarılmıştır.
Enkaz altındayken kısıtlı bir hareket alanı bulunan Ayşe büyük çaplı bir fiziksel sorun yaşamamıştır ancak çok zor nefes aldığını söylemiştir. Ayşe’nin bir süre sonra aynı enkaz altında yaşadığı nefes darlığı sorunu tekrarlamaya başlamıştır.
Kendisini enkaz altında düşündüğü gibi nefessiz kalarak ve can çekişerek öleceğini hayal eder. Kendisine kimsenin yardım edemeyeceğini ve nefes alamadığı için ölümü yaşayacağını düşünür. Deprem korkusu panik atak için Ayşe’de böyle bir zemin oluşturmuştur.
Biraz önce de belirttiğimiz gibi deprem korkusu panik atak için mutlak bir sebeptir diyemeyiz ancak Ayşe için deprem korkusu panik atak tetikleyicisi olmuştur. Aynı depremi yaşayan ve hatta enkaz altında çok daha uzun süreler kalmış olan başka biri panik atak sorunu yaşamamış olabilir.
Bu nedenle deprem korkusu panik atak için mutlak bir kaynak oluşturmamaktadır. Kişinin panik atak yaşadığı anda düşündükleri ve aklından geçenler olayı yorumlamalarıdır.
Bu yorumlar kişiye özgüdür ve herkes için farklı şekillerde yansıyabilir. Bu sebeple bir kişi için deprem korkusu panik atak zemini oluştururken başka birisi için oluşturmayabilir.
Deprem Korkusu Panik Atak İlişkisi Var Mı?
Deprem korkusu panik atak ilişkisi birinin diğerini tetiklemesi üzerine kuruludur. Panik atağın deprem korkusunu tetikleyebileceği kadar deprem korkusu panik atak için tetikleyici olabilir. Deprem korkusu panik atak ilişkisinde kişinin ataklarına neden olan kalıp düşünceleri etkendir.
Deprem korkusu yaşayan bireyin deprem ile ilgili duygudukları bir tetikleyici olabilir. Bunu bir örnek üzerinden değerlendirelim. Panik atak bir kaygı bozukluğu atağıdır. Kaygı bozukluklarında birçok bilişsel çarpıtma kişinin düşüncelerini olumsuz yönde etkileyebilir.
Bu düşünce hatalarından birisi de felaketleştirme düşüncesidir. Kişi yaşadığı olayları veya içinde bulunduğu durumları felaket senaryoları dahilinde değerlendirdiğinde deprem korkusu panik atak için önemli bir faktör oluşturabilir.
Felaketleştirme, kişinin yaşadığı olayları ya da içinde bulunduğu durumların sonuçlarını değerlendirirken en olumsuz sonuç özelinde yorumlamasıdır. Çevremizde bazı kişiler gerçekten de birçok şeyi değerlendirirken en olumsuz yönü üzerinden yorumlarlar.
En olumsuz seçeneğin başlarına geleceğini düşünebilirler. Şimdi deprem korkusu panik atak ilişkisini deprem korkusu yaşayan bir kişinin algılaması, yorumlaması ve değerlendirmesi üzerinden işleyelim. Zaman zaman deprem konusunda televizyonda konuşan uzmanları görmekteyiz.
Özellikle bazı depremlerden sonraki dönemlerde uzmanların görüşlerine başvurulur. Bazen herkesi kaygılandırabilecek değerlendirmeleri de duyabiliriz. Özellikle belirtmeliyiz ki birazdan yer alan ifadeler gerçeği yansıtmamaktadır.
Herhangi bir bilimsel ve jeolojik gerçekliği yoktur. Sadece örnek verilmek ve deprem korkusu panik atak ilişkisini inceleyebilmek için anlatılmıştır. Deprem uzmanı bir canlı yayında İstanbul için 30 yıl içerisinde büyük bir deprem beklendiğini ve yapılan çalışmalara göre 100 bin kişinin olası depremde hayatını kaybedebileceğini söylediğinde ne hissedersiniz?
O yayını izlerken aklınızdan neler geçer? O anda nasıl bir eylemde bulunursunuz? Bu yayını izleyen herkes endişelenebilir ve kaygılanabilir ancak ortaya çıkan deprem korkusu panik atak için bir zemini herkeste bulmayabilir.
Ortalama 20 milyon kişinin yaşadığı İstanbul’da 100 bin kişinin hayatını kaybedebilecek olması elbette üzücüdür ve istenmemektedir. Ancak bu durum bize İstanbul’da ikamet eden her 200 kişiden yalnızca birinin hayatını kaybedebileceğini gösterebilir.
Bu 200 kişi içerisinden 199’u depremi hayatta kalarak atlatabilecektir. Şimdi depremde bir kişinin yaşayabileceği olası senaryoları değerlendirelim. Birinci ihtimalde, kişi deprem esnasında şehirdışında olabilir ve deprem sırasında bu doğal afetten etkilenmez.
İkinci ihtimalde, kişi depreme yaşadığı binada değil de sokakta veya trafikte yakalanmıştır ve depremden büyük ölçüde etkilenmemiştir. Üçüncü ihtimalde, kişi depremi ikamet ettiği binada yaşamıştır ancak bina depremden hasar almamıştır.
Dördüncü ihtimalde, kişinin oturduğu bina depremde ufak hasarlar yaşamıştır ancak binayı tahliye etmesine acilen gerek yoktur. Beşinci ihtimalde, kişinin içinde bulunduğu bina ağır hasar almıştır ve her an yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Bir an evvel binadan çıkması gerekmektedir ancak yine de canına herhangi bir zarar gelmemiştir. Altıncı ihtimalde ise kişinin bulunduğu bina deprem devam ederken yıkılmış ancak dairesinin bulunduğu kat itibariyle kişi ufak bazı yaralar alarak yürüyerek enkazdan çıkmıştır.
Yedinci ihtimalde, kişi enkaz altındadır ancak başarılı arama kurtarma çalışmaları sonucunda enkaz altından çıkarılmıştır. Deprem korkusu panik atak ihtimalini özellikle bu seçeneklerde fazlasıyla etkileyebilir. Ve sonuncu ihtimal ise kişinin enkaz altında hayatını kaybetmesidir.
Sonuncu ihtimal bu haberde 200 kişiden birinde görülecektir. Ancak deprem korkusu panik atak ilişkisini tam olarak sergileyen bireyde felaket senaryoları türediği için bireyin zihni hep en olumsuz seçeneklere odaklanmaktadır. 200 kişiden 199’u bu sekiz olası sonuçtan yedi tanesini yaşayacaktır ve 200 kişiden 199’u depremde hayatta kalabilecektir.
Hem matematiksel hem de mantıksal olarak hayatta kalma ihtimali daha yüksektir ancak panik atak yaşayan birey herhangi bir konunun en olumsuz özelliğine odaklanabilir. Deprem korkusu panik atak ilişkisinde birey özellikle ölüm senaryosunu ön planda tutar.
Hatta panik atak esnasında nefessiz kalarak öleceğini, kimsenin ona yardım edemeyeceğini ve çaresiz kalarak can çekişeceğini de düşünebilir. Deprem korkusu panik atak ile bağlantılı olmasa dahi hepimizin yaşayabileceği bir duygudurumdur.
Ancak panik atak anında kaygı duygusu sağlıksız hale gelir. Bu sebeple kaygı ikiye ayrılır: Sağlıklı ve saygısız. Sağlıklı kaygı bizi tehlikelerden korurken sağlıksız kaygı ise tam tersi ortada belirgin bir tehdit ya da tehlike olmasa da önlemler almamıza neden olabilir.
Örneğin; sağlıklı kaygı (deprem korkusu panik atak bağlantısı kurulmayan) sayesinde evimizin deprem raporunu alarak önlemlerimizi alabiliriz. Öte yandan, sağlıksız kaygı (deprem korkusu panik atak bağlantısı kurulan) ise önlemlerimizi almamıza rağmen yine de beynimizde tehlike algısı oluşturur.
Tehlike algısının oluşması gerçekle bağlantısı ile ölçülebilir. Deprem bölgesinde eski yönetmelikle göre yapılan ve çatlaklar olan bir binada kaygılanmak normal ve sağlıklı iken deprem önlemleri alınmış yeni bir binada aşırı kaygı hissetmek sağlıksız kaygıdır.
Sağlıksız kaygı bizim yaşamımızı her yönden oldukça olumsuz etkiler ve bazı kaçınma davranışları sergilememize neden olur. Kaçınma davranışları hem ana odaklanmamızı engeller hem de bizi fazlasıyla yorar. Öte yandan, sağlıklı kaygı ise önlemler inşa etmemizi ve kendimizi tehlike ya da tehditlere karşı korumamızı sağlar.
Bu nedenle kaygı gayet doğal bir duygu iken sorun yaratan kaygının içeriğidir. Özetle, deprem korkusu panik atak için bir koşul olabilir ancak başka herhangi bir olgu da panik atak seyrini ortaya çıkarabilir.
Mentalium Psikoloji Kimdir?
Mentalium Psikoloji, 2019 yılında Klinik Psikolog Onur Aydın tarafından kurulan ve danışanlarına psikolojik destek sunmayı amaçlayan bir psikolojik danışmanlık merkezidir. Merkezimizde farklı alanlarda farklı yönelimlerle çalışabilen uzman psikolog arkadaşlarımız bulunmaktadır.
Gizlilik gibi önemli etik kurallara oldukça önem veren Mentalium Psikoloji biri Kadıköy Göztepe diğeri de Şişli Mecidiyeköy semtinde olmak üzere iki şubeden oluşan bir psikolojik danışmanlık merkezidir. Merkezimizde bireysel psikoterapi yapan uzmanlarımız olduğu kadar aile ve çift alanında çalışan uzman psikologlarımız da bulunmaktadır.
Merkezimizde farklı birçok ruhsal sorun için psikolojik destek hizmeti bulunmaktadır. Başta deprem korkusu panik atak, depresyon, yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal fobi, obsesif kompulsif bozukluk, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, travma, kişilik bozuklukları ve diğer birçok ruhsal soruna yönelik psikoterapi hizmeti sunulmaktadır.
Uzman psikolog arkadaşlarımız lisans eğitimlerini psikoloji alanında tamamlamış ve yüksek lisans eğitimlerini ise klinik psikolog olarak tamamlamış ruh sağlığı uzmanlarıdır. Ayrıca en az bir psikoterapi ekolüne yönelik teorik eğitim ve süpervizyonlarını tamamlamış profesyonellerdir.
Merkezimizde psikolojik destek hizmeti sunan tüm uzman psikolog arkadaşlarımız farklı tetkik ve testler konusunda uygulayıcı pozisyonunda yer almaktadırlar. Merkezimizde deprem korkusu panik atak ve birçok ruhsal soruna yönelik bireysel tedavi planları sunulmaktadır.
Herkes için aynı psikoterapi tedavi planı uygulanamayacağı için ve herkesin değişim ihtiyaçları farklı olabileceği için bireye özgü tedavi modelleri oluşturulmaktadır. Eğer siz de yaşamınızda artık bir değişikliğe yer olduğunu ve buna ihtiyaç duyduğunuzu düşünüyorsanız, bizimle iletişime geçebilir ve destek almaya başlayabilirsiniz.