Skip to content Skip to footer

12 Soruda Anksiyete Tedavisi

Anksiyete tedavisi olan bir duygudurum tablosu olarak tanımlanabilir. Anksiyete bozukluğu günümüzde en çok rastlanan problemlerden birisidir.

Anksiyete bozukluğu tedavisi görmedikçe kişilerin hayat kalitesine ciddi zararlar verebilir. Anksiyete tedavisi için uzman destek sağlıyoruz.

Kendinizde anksiyete belirtileri olup olmadığını incelemek ve anksiyetenin nelere sebep olabileceğini öğrenmek için sayfamıza göz atabilirsiniz.

Anksiyete tedavisi var mı? Varsa anksiyete bozukluğu tedavisi ne kadar sürer? Sosyal anksiyete tedavisi nasıl gerçekleşir?

Ayrıca hemen bizimle iletişime geçerek Kadıköy veya Şişli şubelerimizden ilk randevunuzu alabilirsiniz.

Anksiyete Tedavisi Olan Bir Sorun Mu?

Anksiyete, kişinin tehlikeli veya tehdit altında olduğunu hissettiği anlarda kendisini bu tehlikelerden korumasını sağlayan bir sistemdir.

İnsanlık tarihine baktığımızda anksiyete dediğimiz bu sistem kişiyi tehlike ve tehditlerden korumuş ve kollamıştır. 

İlk insanları vahşi hayvan saldırılarından koruyanın bu sistem olduğunu söyleyebiliriz.

Belirli bir düzeye kadar anksiyete sağlıklı bir durumu arz ediyor iken belirli bir düzeyin üzerinde ise sorunlara (kaygı bozukluğu) sebep olabilir. 

Eğer anksiyete düzeyi kişiye zarar verebilecek duruma gelmişse, anksiyete bozukluğu tanımı kullanmanın zamanı da gelmiş olabilir.

Kişinin hem kendi vücudunda hem de dış dünyada algıladığı durumları tehlike olarak yorumlaması sonucu korku, kaygı, huzursuzluk ve gerginlik yaşaması ile belirgin ruhsal sorun anksiyete bozukluğu olarak adlandırılır. 

Anksiyete bozukluğu olarak bilinen bu ruhsal soruna aynı zamanda kaygı bozukluğu da denilmektedir.

Anksiyete ve anksiyete bozukluğu arasında çok önemli bir ayrım vardır. Bu ayrım sağlıklı ve sağlıksız gibi kabaca nitelendirilebilir. 

Anksiyete kısa vadeli, kontrolden çıkmamış ve daha düşük şiddette seyrederken anksiyete bozukluğu tanısı alan kişilerde ise kontrolün yitimi ve uzun vadeli sorunlar olabilir.

Bu tür kontrol kayıpları halinde anksiyete tedavisi artık kaçınılmaz hale gelmektedir. Özetle, anksiyete bozukluğu tedavisi olan bir ruhsal bozukluktur.

Anksiyete Bozukluğu Nedenleri Nelerdir?

Anksiyete bozukluğunun her ne kadar sebepleri kesin olarak bilinmese de bu konuda bazı görüşler bulunmaktadır.

Genetik geçiş kaygı bozukluğu açısından önemli bir sebep olarak düşünülmektedir. 

Ailesinde kaygı bozukluğu hikayesi bulunan kişilerde kaygı bozukluğu görülme riskinin daha fazla olması genetik geçiş ihtimalini bize düşündürtmektedir.

Genetik geçişin dışında kaygı bozukluğu için bir diğer neden de çevresel etkenler olabilir. 

Bu noktada kişinin yaşadığı travma geçmişinin veya sevdiği bir yakınını yitirmiş olma ihtimalinin kaygı bozukluğu geliştirmekte rolü olabilir.

Bunlara ek olarak kaygı bozukluğu sebepleri arasında kişinin yaşadığı iş veya okul değişiminin de payı olduğunu düşünülebilir. 

Bir diğer görüş ise kaygı bozukluğu için belirsizliğe tahammülsüzlük veya dayanıksızlığın da bize önemli bir sebep olabileceğini düşündürmektedir. 

Anksiyete oluşumunda beynin bazı kimyasal yapılarının da rolü olabileceği düşünülmektedir.

Beyinde bulunan serotonin taşıyıcılarının anksiyete kaynağı olma ihtimali üzerinde durulan bazı çalışmalar da mevcuttur.

Anksiyete Kimlerde Görülür?

Anksiyete bozukluğu her yaştan kişide ortaya çıkabilmektedir. Yapılan araştırmalara göre kadınlarda erkeklere oranla daha fazla anksiyete sorununun görüldüğü düşünülmektedir.

Her ne kadar toplumda görülme sıklığı homojen dağılsa da bazı kişilerde görülme riski daha fazla olabilir.

Örneğin; ebeveynleri tarafından aşırı korumacı şekilde yetiştirilen çocuklarda anksiyete sorununun görülme riski artış gösterebilir.

Ayrıca yakınları tarafından sıklıkla negatif yorumlar alan kişilerde de anksiyete düzeyinin artış göstermesi beklenebilir.

Ayrıca bastırılmış duyguları olan kişilerin de anksiyete sorunu geliştirme ihtimali daha yüksek olabileceği düşünülmektedir. 

Stres ile anksiyete sorununa birbirinden ayrılmayan iki sıkı dost benzetmesi yapılabilir.

Bu nedenle stresli yaşantıya sahip kişilerde kaygı bozukluğu görülme ihtimali de artabilir.

Bunlara ek olarak, çocukluk travmaları ve olumsuz yaşantılar da önemli anksiyete risk faktörleri arasında yer alabilmektedir.

Ailesinde anksiyete bozukluğu tanısı olan veya geçmişte anksiyete tedavisi görmüş yakınları olanlarda anksiyete bozukluğu ihtimalinde artış olabilir.

Türkiye’de yapılan birçok araştırma ortalama her 100 kişiden 18’inin anksiyete sorunu yaşadığına dikkat çekmektedir.

Son yıllarda anksiyete tedavisi için yapılan başvurularda da artış gözlemlenmektedir. 

Anksiyete Türleri Nelerdir?

Anksiyete tanımı itibariyle sağlıksız kaygı, korku ve endişe hali olarak tanımlanabilir.

Ancak tek bir anksiyete bozukluğundan söz edebilmemiz pek de mümkün değildir.

Kaygı bozukluğu dediğimiz zaman en yaygın görülen adından da anlaşılabileceği üzere yaygın anksiyete bozukluğu adı verilen ruhsal bozukluktur.

Bir diğer kaygı bozukluğu türü de panik atakların süreklilik arz ettiği panik bozukluktur.

Ayrıca sosyal fobi olarak da adlandırılan sosyal ortamlarda ortaya çıkan kaygı ile karakterize olan sosyal kaygı bozukluğu da anksiyete türleri arasındadır.

Ayrıca genel anlamda spesifik bazı şeylere karşı geliştirilen korku ya da diğer adıyla özgül fobi de anksiyete türleri arasındadır.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Yaygın anksiyete bozukluğu en sık karşılaştığımız kaygı (anksiyete) bozukluğu türüdür.

Yaygın anksiyete bozukluğu tanısı alan bir kişide devamlılık arz eden, aşırı ve yaşanan olayla alakalı olmayan bir korku ve endişe hali görülebilir.

Kişinin yaşam şartlarını ve tüm ilişkilerini etkilese de anksiyete bozukluğu tedavisi olan bir ruhsal bozukluktur.

Anksiyete tedavisi esnasında en çok çalıştığımız düşünceler arasında en dikkat çekici olanlardan biri kişinin herhangi bir olay ya da durum ile ilgili felaketleştirme düşünceleridir.

Bir başka deyişle, kişinin düşünceleri herhangi bir olayla ilgili en kötü sonuca odaklanabilir.

Anksiyete tedavisi için önemli bilişsel çarpıtmalardan biri de “ya olursa” düşünceleridir.

Örneğin; kaygı temeli tansiyonunun yükseleceği üzerine ise kişi tansiyonunu yükseltecek herhangi bir tetikleyici olmasa dahi tansiyonunun yükselebileceğini düşünür.

Anksiyete tedavisi için bu olumsuz düşüncelerin mutlaka değişmesi gerekmektedir.

Olumsuz otomatik düşünceler olumlu olanlarla yer değiştirilirse kişinin kaygı sorunu da ortadan kalkabilir.

Yaygın anksiyete bozukluğu tedavisi için detaylı bilgi almak için ilgili sayfamıza TIKLAYIN.

Obsesif Kompulsif Bozukluk

Birçok kişi yaşamı boyunca bazı takıntılı düşüncelere sahip olabilir. Ancak bu durum süreklilik kazanır ve kişi bu düşüncelerle kendi başına başa çıkamazsa bunun bir takıntı hastalığı olma ihtimali artabilir.

Takıntı zorlantı hastalığı olarak da bilinen bu ruhsal bozukluğa Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) denmektedir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk, obsesyon denilen takıntılı düşünce ile kompulsiyon denilen tekrarlayıcı bazı davranışlardan oluşan bir ruhsal bozukluktur. 

Obsesif Kompulsif Bozukluk tanısı alabilecek bir kişi obsesyon adı verilen takıntılı düşünceleri zihninden kendi başına uzaklaştırma sorunu yaşayabilir.

Kişi kendinde bir sorun olduğunu bilmekle birlikte bu sorunu çözmek için profesyonel desteğe ihtiyaç duyabilir.

Örneğin; temizlik takıntısı olan biri aslında bir sorun olduğunun farkındadır ancak kirlilikle ilgili düşüncelerini kendi başına değiştirmekte zorlandığı için profesyonel desteğe başvurmalıdır.

Obsesif kompulsif bozukluk tedavisi ile ilgili detaylı bilgi almak için ilgili sayfamıza TIKLAYIN.

Özgül Fobi

Fobi, kişinin herhangi bir nesne veya duruma karşı duyduğu aşırı ve mantık dışı korkudur.

Fobi sahibi kişi korktuğu nesne veya durumdan mümkün olduğunca kaçınmaya çalışmaktadır.

Eğer başarılı kaçınma stratejileri geliştirirse fobi sorunu yaşamasına rağmen yine de nispeten normal bir yaşantıya sahip olabilir.

Bu noktada kaçınma davranışı kişinin yaşantısını çoğu zaman zora sokabilir.

Örneğin; sokaklarda yaşayan köpeklerden kaçınmak için şehir dışında bir siteye taşınan kişinin her akşam evine giderken saatlerce trafiğe takılması.

Fobi tedavi edilebilir bir ruhsal bozukluktur ve psikoterapi tedavi yöntemlerinin başında gelmektedir.

Psikolojik destek alarak fobi sorunundan kurtulma şansı oldukça yüksektir. Özgül fobi tedavisi ile ilgili detaylı bilgi için TIKLAYIN.

Panik Atak

Ansızın ortaya çıkıp kişide dehşet yaratma etkisine sahip olan kriz anlarına panik atak adı verilmektedir.

Aniden başlayan bu ataklar gitgide şiddetlenerek sürer ve yaklaşık 20-30 dakika sonra sonlanmaktadır.

Göğüs ağrısı, çarpıntı, baş dönmesi, nefes darlığı, terleme ve titreme başlıca fiziksel belirtilerindendir ancak ölüm korkusu gibi bazı ruhsal belirtiler de hissedilmektedir.

Panik atak hastası bir panik atak sonlandıktan sonra bir diğer atak gelene kadar geçen sürede kaygı yaşamaktadırlar. 

Bir sonraki atak gelince yaşayacaklarını düşünen panik atak hastasının zihni yoğun kaygı içeren düşüncelerle doludur.

Panik atak sırasında kişide kontrolünü yitireceği, kalp krizi geçireceği veya felç yaşayabileceği yönünde bazı düşünceler ortaya çıkabilir.

Bu düşünceler kişi tarafından o kadar içselleştirilir ki kişi gerçekten de atak sırasında kalp krizi geçirdiğini düşünmektedir.

Panik atak tedavisi olan bir ruhsal bozukluk olmakla birlikte psikolojik desteğin yanı sıra ilaç tedavisi önemli bir yer tutar.

Panik atak tedavisi için detaylı bilgi almak amacıyla ilgili sayfamızda yer alan yazıya TIKLAYIN.

Sosyal Kaygı Bozukluğu (Sosyal Fobi)

Sosyal kaygı bozukluğu veya diğer bilinen adıyla sosyal fobi, kişinin diğer insanlar tarafından suçlanabileceği ve yargılanabileceği kaygısı ile kendini rezil olacağı konusunda düşündürten bir ruhsal bozukluktur.

Sosyal kaygı bozukluğu bulunan kişinin çevresiyle ve çevresinde olan bitenle ilişkisi azalmaktadır.

Sosyal kaygı bozukluğu kişinin diğer insanlarla etkileşim halinde olmasını engelleyen bir ruhsal sorundur.

Psikoterapi ve ilaç tedavisinin birlikte yürütülmesi ile sorun yaratan düşünceler ortadan kalkabilmektedir. Sosyal anksiyete tedavisi için ilaç gerekli olmadığı durumlarda sadece psikolog yardımcı olabilir.

Sosyal anksiyete bozukluğu tedavisi ile ilgili detaylı bilgi almak için ilgili sayfamıza TIKLAYIN.

 

Çocuklarda Anksiyete Görülür Mü?

Anksiyete bozukluğu her yaştan insanda görülebilmektedir. Dolayısıyla çocuklarda kaygı bozukluğu ihtimali yetişkinler kadar fazladır.

Anksiyete bozukluğu her yaşta görülebilmesine rağmen kaygı bozukluğu nedeni olan kaygı düşüncelerinin içeriği ise yaşlara göre değişebilir.

Örneğin; çocukluk döneminde kaza, hayvan vb. somut alanlara yönelik kaygı düşünceleri baş gösterirken ergenlik döneminde ise daha çok başarı, beğeni vb. soyut alanlara ait kaygı düşünceleri görülmektedir. 

Anksiyete bozukluğu denilince akla tek gelen kaygı içerikli düşünceler değildir. Kaygıya ek olarak, anksiyete için korku da önemli bir düşünce içeriğidir.

Korku içeriği için de yaş faktörü önemli bir belirleyicidir. Örneğin; çocukluk dönemindeki anksiyete vakalarında daha çok hayaletler ve canavarlar korku unsuru olarak görülür.

Öte yandan, ergenlik döneminde ise korku daha çok performans vb. konularda görülmektedir.

Çocuk ve gençlerde anksiyete tedavisi yetişkinlerden daha farklı yöntemlerle ve oyun terapisi yoluyla gerçekleştirilebilir.

Anksiyete Bozukluğu Tanısı Nasıl Konur?

Kişiye anksiyete bozukluğu tanısı koyabilmek için kişinin en az 6 ay boyunca, günlük kaygılarının sürekli var olması ve bunların kişinin yaşamını olumsuz etkileyecek duruma gelmesi gerekmektedir.

Bu süre zarfında tanı koymak için anksiyete bozukluğu belirtileri karşılanmalıdır.

Anksiyete bozukluğu tanısı olan kişiler genellikle kaygılarının duruma uymayan ve çok abartılı olduğunun farkındadırlar.

Ancak bu farkındalık yine de kişinin kaygılarını kontrol edebilmesine bir etkide bulunmamaktadır.

Anksiyete tanısı almak için mutlaka bir ruh sağlığı uzmanı ile görüşmek gerekmektedir.

Anksiyete bozukluğu tanısı koyacak olan ruh sağlığı uzmanı görüşme esnasında soracağı bazı sorular veya uygulayacağı bazı testlerle tanıyı koyabilecek ve tanı neticesinde anksiyete tedavisi başlayabilecektir.

Anksiyete Tedavisi Nasıl Gerçekleşir?

Anksiyete tedavisi olan bir ruhsal bozukluktur. Anksiyete tedavisi iki yolla gerçekleşmektedir.

Psikoterapi, anksiyete tedavisi için oldukça önemli olmakla beraber ilaç tedavisi de çoğu zaman gerekli olmaktadır.

Anksiyete terapisi için merkezimizde de uyguladığımız yöntem bilişsel davranışçı terapi yöntemidir.

Anksiyete tedavisi için başvurduğumuz bu yöntem kişinin kaygı yaratan olumsuz düşüncelerini değiştirme üzerine dayalıdır.

Bunun yanı sıra anksiyete tedavisi esnasında bazı davranışçı yöntemler de kullanmaktayız.

Örneğin; nefes egzersizleri anksiyete tedavisi için önemli bir yer tutmaktadır.

Nefes egzersizleri ile kişi hem nefesine odaklanmayı hem de anksiyete düşünceleriyle başa çıkabilmeyi öğrenebilmektedir.

İlaç kullanımı da anksiyete tedavisi için çoğu zaman gerekmekte olup uzman hekim tarafından düzenlenmektedir.

Mentalium Psikoloji'de Anksiyete Bozukluğu Tedavisi

Anksiyete tedavisi için Mentalium Psikoloji olarak klinik psikolog ekibimizle farklı psikoterapi ekolleriyle oluşturduğumuz anksiyete bozukluğu tedavi programını kullanmaktayız.

Anksiyete bozukluğu tedavisi genellikle ağırlıklı psikoterapi ve ihtiyaç halinde ilaç desteğiyle birlikte sağlanır.

Anksiyete bozukluğu tedavisi ne kadar sürer sorusu ise tedavi sürecinin başında sık sık bireyler tarafından sorulur.

Anksiyete tedavisi ne kadar sürer sorusunun cevabı aslında vakadan vakaya değişir.

Bu sürece karar verirken kişinin ne kadar süredir anksiyete belirtileri yaşadığı, belirtilerin ne kadar yaşamı etkilediği, yaşı, cinsiyeti, sosyal desteği, daha önce atak yaşayıp yaşamadığı önemlidir.

Zaten kaygı bozukluğu tedavisi de tek bir ruhsal bozukluğun tedavisi şeklinde anlaşılmamalıdır.

Sosyal anksiyete tedavisi (sosyal anksiyete bozukluğu tedavisi), yaygın anksiyete bozukluğu tedavisi ve panik atak tedavisi başta olmak üzere tüm kaygı türlerine müdahale etmekteyiz.

Anksiyetenin tedavisi için birbirinden farklı birçok yöntem vardır. EMDR yöntemiyle anksiyete bozukluğu tedavisi, bdt anksiyete tedavisi veya şema terapi yöntemiyle bu ruhsal soruna çözümler aranır.

Ancak şema veya EMDR yöntemiyle anksiyete bozukluğu tedavisi yerine bilişsel davranışçı terapi (BDT) ile tedavi çok daha başarılıdır.

Anksiyete tedavisi İstanbul şubelerimizde alanında uzman psikologlar tarafından daha çok bilişsel davranışçı yöntem ile gerçekleştirilmektedir.

Bilişsel davranışçı terapi anksiyete bozukluğu ile oldukça başarılı sonuçlar veren bir psikoterapi ekolüdür.

Hayatımız boyunca bizi zihinsel olarak yorgun bırakabilecek, istenmeyen duygu ve düşüncelerle karşı karşıya bırakabilecek pek çok zor deneyimle karşılaşabiliriz.

Kendinizi nasıl algıladığınız, psikolojik sağlığınız için çok önemlidir. Diğer birçok terapötik yaklaşım gibi, bilişsel davranışçı terapi (BDT) de duygular, düşünceler ve davranışlar birbiriyle bağlantılıdır prensibinden yola çıkar.

Bunları birlikte kullanmak uygundur şeklinde düşünür. Bilişsel davranışçı terapinin temel amacı, zor durum ve duygularla başa çıkmak için güvenli bir ortamda işlevsiz/olumsuz düşünceyi (biliş) ve davranışı değiştirmektir.

Olaylara tepki olarak yıkıcı ve işlevsiz düşünce ve inançları değiştirerek sorunlardan kaçınmak veya görmezden gelmek yerine, kaynakları belirleriz.

Bu kaynakları daha sağlıklı başa çıkma becerileri geliştirmek için kullanırız. Aktif sorunları veya tedavi sırasında kişiye rahatsızlık veren sorunları tartışır ve bu sorunları inceleriz.

Daha önce de bahsedildiği gibi BDT duygu, düşünce ve davranışlara ağırlık verir.

Seansta tartışılan konularla ilgili duygu, süregelen düşünce ve davranışlar dikkate alınarak kişiyi rahatsız eden noktaların bulunması amaçlanır. Terapist ve danışan arasındaki iş birliği çok önemlidir.

Terapist, tedavi sürecinde belirlenen olumsuz düşünceleri değiştirmek için danışana psikoeğitim vererek, danışanı uygunsuz düşünceleri uygun sorularla değiştirecek alternatifler geliştirmeye teşvik eder.

Terapi seansları sırasında ikna edici durumlara/düşüncelere eşit şekilde yanıt verebilir. Belirlenen alternatiflerin gerçek hayata uygulanmasının kişinin ikna edici düşünce, duygu ve eylemlerini azaltması beklenir.

Anksiyete tedavisi bilişsel davranışçı şekilde ele alındığında işbirlikçi çalışma, oturumlar sırasında ve aralarında verilen ödevler uygulanmaktadır.

Bilişsel davranışçı terapinin seanslarının planlanması ve süresi kişiye, soruna ve ihtiyaca göre değişir.

Sürecin nihai hedefi, gelecekte yaşanabilecek zorlu deneyimler karşısında öğrenilen daha sağlıklı başa çıkma becerilerini kullanılabilecek bir yöntem kullanarak devam eden sorunları azaltmaktır.

Bilişsel davranışçı terapi, bilimsel araştırmalarla desteklenen kanıta dayalı bir yaklaşımdır.

BDT’de anksiyete tedavisi başta olmak üzere depresyon, fobi, travma sonrası stres bozukluğu, uyku ve yeme bozuklukları, OKB, bipolar bozukluk ve cinsel bozukluklar gibi birçok sorun incelenmiştir.

Bunun dışında stresli yaşam durumları da (evlilik, boşanma, göç, iş değiştirme, çocuk yetiştirme, yas vb.) kişiyi teşhis konulamadan zorlayabilir.

Ayrıca daha olumlu tutumlara ve daha yapıcı başa çıkma becerilerine yol açabilir.

Özetle, bilişsel davranışçı terapi anksiyete tedavisi için en başarılı ve en çok önerilen terapi ekolüdür ve Mentalium Psikoloji bünyesinde uygulanmaktadır.

klinik psikolog onur aydın kimdir? istanbul uzman psikolog

Mentalium Psikoloji Kadıköy psikolog alternatifleri arasında öne çıkan bir psikolojik danışmanlık merkezidir. Eğer aradığınız İstanbul psikolog seçenekleri arasında uygun fiyatlı, etik çalışan ve kurumsal bir merkez ise bizi tercih edebilirsiniz.

Mentalium Psikoloji © 2024. Tüm Hakları Saklıdır.